Bu mevzuya Hint elbisesi modelleri hakkındaki bir önceki yazımı yazarken denk geldim. Anarkali kelimesi Hintçede narçiçeği demek, Anarkali’nin hikayesi de gayet acıklı bir aşk hikayesi. Anarkali elbise meselesine gelince; bu hikayenin esas kızının ismiyle anılan bu kıyafetler şalvar takım elbise tarzında ve model itibarıyla biraz prenses gelinliklere benziyorlar. Bel seviyesinden itibaren etekleri A harfi gibi 2 yana açılıyor; böylece karın, beli göbek bölgelerindeki fazlalıklar kamufle oluyor.
Hindistanlı kadınlar beden kısmı dar, etekleri bol olan bu elbiseleri özel davetlerde sıklıkla giyiyorlar. Bolywood elbise olarak da bilinen bu kıyafetler bizde de gelin adayları tarafından kına gecesi elbisesi olarak epeyce rağbet görüyor. Bu Hint destanı Feyzi Halıcı’ya ‘Günaydınım nar çiçeğim sevgilim’ şiirini yazdırmış ve bu şiir şarkı olarak da bestelenmiş(Besteleyen: Cinuçen Tanrıkorur), şarkıyı biliyorsunuzdur belki.
Piyasada 1’den fazla Anarkali hikayesi var sanırım, hikayelerin özü aynı ama kız bazılarında bir köle kızı, bazılarında bir Hint prensesi. Ben size köle kızı olduğu versiyonu anlatayım: Anarkali güzel bir kız ve aynı zamanda bir köledir. Prens Saleem ki kendisi Moğol hükümdarı Akbar ile eşi Jodha’nın soylu evladıdır; Anarkali’ye fena halde aşık olur.
Saleem’in anne babası durumdan hiç hoşlanmazlar ve hatta gençlerin görünmesini yasaklarlar. Gönlün ferman dinlememesi hadisesi burada da gerçekleşir ve genç Prens ‘Peki babacım, emrin olur’ falan diyeceğine gider babasına karşı savaş açar. Bu savaş babanın galibiyetiyle sonuçlanır. Hükümdar, oğluna 2 seçenek sunar; Saleem ya öldürülecek veya aşkından vazgeçecektir.
Kendisi ölümü seçer ama Anarkali buna razı gelmez ve ortaya bir pazarlık sürer: Prensle bir tek gece geçirecek, bunun karşılığında hayatından vazgeçecektir. O gece yaşanır, hemen ardından da Akbar Anarkali’yi kız diri halde iken tuğladan bir mezarın içine gömdürür. Bundan sonra her bahar geldiğinde bu duvarda narçiçekleri açmaya başlar.
Anarkali’nin hikayesi tam olarak nasıl bitiyor bilinmez, bununla ilgili çeşitli rivayetler var. Bunlardan birine göre kız orada ölüyor, bir başkasına göre gömüldüğü mezardaki gizli bir geçidi kullanarak oradan çıkıp Prensle görüşmeye devam ediyor. Bir de şöyle bir şey var; Anarkali olağanüstü vasıfları olan bir kız ve mezarın içinde hala yaşamakta. Efsane işte…
Bu trajik efsane hakkında sayısız şiir yazılmış ve birçok film çekilmiş. Hikaye 16. yüzyılda yaşanmış olabilir – olmayabilir de, bu konuda kesin bir bilgi yok sanırım veya bana denk gelmedi.
Galeriye başka Anarkali takım elbise modelleri de ekliyorum, arzu ederseniz buyurun bir bakın.
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.