İnsan okumayı seviyorsa ki ben çocukluğumdan beri severim, biraz yıllardan beri kitap okumanın, biraz da galiba makale yazarlığı yapmanın etkisiyle hızlı okuyabiliyorsa ki evet, sanırım hızla okuyabiliyorum; 520 sayfalık bir romanı 2 günde bitirebiliyor. Camille Lackberg tarafından yazılmış olan Saklı Çocuk isimli romanı Pazar akşamı almıştım, bugün, yani Salı akşamı itibarıyla hakkından gelmiş durumdayım.
Bu arada yemeyip içmeyip kitap da okumadım yani, birkaç yazı yazdım, birkaç video slaytı hazırladım, sosyal medya çalışmaları yaptım mesela. Bu biraz okuduğunuz kitabın sürükleyiciliğiyle, tarzının size hitap edip etmemesiyle de ilgili tabii. Polisiye ve gerilim tarzı romanları hep sevmişimdir ben, çok da kitap okudum bu tarzda.
Camilla Lackberg’in orijinal adı Tyskungen olan romanını keyifle okudum ve bu tip kitapları sevenlere tavsiye ederim. Bu İsveççe kelimeye Google Translate’den baktım, tam olarak Alman çocuk anlamına geliyor.
Saklı Çocuk (Tyskungen) romanının konusu
Roman 1943 – 45 yıllarında yaşanan bazı olaylarla günümüz arasında gidip geliyor. Lackberg’in bu gidiş gelişleri iyi başardığını düşünüyorum. 2. Dünya Savaşı sırasında yaşanan hikayeler günümüze bağlanıyor. Olaylar yaşlı bir tarihçi olan ve özellikle ilk gençlik yıllarına denk gelen Nazi dönemiyle ilgilenen yaşlı tarihçi Eric Frankel’in evinde ölü bulunmasıyla başlıyor. Eric’in hayatını farklı kimliklerle yaşayan eski Nazileri bulmaya ve yargılanmalarını sağlamaya adamış olan Axel isimli bir de abisi vardır.
Öte yandan, babalık izninde olan dedektif Patrik’in karısı Erica annesinden kalan günlükleri okumaya başlar. Günlüklerdeki yazılar, annesinden hatıra kalan bir madalya ve lekeli bir zıbın onda merak uyandırır ve bu konuda araştırma yapmaya girişir.
Fjallbacka Polis Teşkilatı Eric’in ölümünün esrarını çözmeye çalışırken onun, abisinin ve ikisinin gençlik arkadaşlarının dahil olduğu esrarengiz ve ürkütücü sırların içine girmek durumunda kalırlar. Eric cinayeti, Erica’nın annesinin günlüğü ve ondan kalan eşyalar, Eric’le Axel ve onların gençlik dönemlerinde yaşadıkları, arkadaşlarının yaşadıkları; bunlar hep büyük bir gizemin birbirine bağlı parçalarıdır. Ve bu gizem yavaş yavaş çözülmeye başlar.
Lackberg Saklı Çocuk isimli kitabında insanların günlük hayatlarını, duygularını, bugünkü özelliklerine sahip olmalarına yol açan ilk gençlik dönemlerini, farklı seçimlerini, seçkin ırka ait olduklarına inanan ve bu kategoriye girmeyen kişilere karşı düşmanlık duyguları, hatta nefret besleyen insanları, aile içi şiddeti ve bunların çocuklara etkilerini, annelerin ve babaların çocuk bakımıyla ilgili sorumluluk ve çatışmalarını, aşkı, hayal kırıklığını, kıskançlığı, öfkeyi; bunların hepsini elden geçiriyor ve bence gayet sürükleyici, merak uyandırıcı bir şekilde yapıyor bunu. Türün meraklılarına önereceğim bir kitap bu. Okuyun, pişman olmazsınız diye düşünüyorum.
