Halfeti Şanlıurfa’ya bağlı bir ilçe; siyah gül ise kendine özgü siyaha yakın koyu bordo rengini sadece bu bölgede sergileyen, başka bir bölgeye götürüldüğünde kırmızı renkte açan bir gül türü. Prof. Dr. Turhan Baytop tarafından yapılan bir araştırmaya göre bu gül 1859’da ünlü Fransız gül yetiştiricisi Guillot tarafından üretilmiş olan 14. Louis türü gül imiş ve Halfeti’ye ne zaman, nereden geldiği bilinmiyormuş. Fakat neticede özel rengini sadece Halfeti’de gösteren, tohumu başka bir yere ekildiğinde kırmızı renkte açan bir gül bu.
Eklediğim bazı fotoğraflarda gülün baya siyah göründüğünü göreceksiniz ama bu yanıltıcı bir görünüm sanırım. Gül ancak uzaktan ve loş ışıkta siyah görünüyormuş, aslında çok koyu bordo – mor tonlarında.
Tamamen siyah gül olmazmış zaten, yazıyı bu konudaki başka yazılara bakarak yazıyorum tabii; bir sürü kişi öyle söylemiş.
Halfeti’nin toprağında bir özellik, başka şehirlerin topraklarında olmayan bir madde olmalı; siyah gülün başka yerlerde o renkte açmamasının başka ne açıklaması olabilir?
Bir yerde bunun sebebinin Fırat Nehri’nden gelen suların pH değeri olabileceğini okudum.
Halfeti’de yaşayan birçok insan, başka güllere daha daha bodur olan kara gülü evlerinde yetiştiriyorlarmış.
Siyah gül ilkbaharda ve sonbaharda çiçek açıyormuş bu arada, yarı katmerli ve kokulu imiş, çapı da 6 -7 santimmiş.
Fotoğrafları da doğru seçtiğimi umarım, bazıları baya siyah görünüyor, halbuki baya siyah olmaması lazım. Gerçi tomurcuk halinde iken siyah oluyormuş bu çiçek, sonra o siyahi kırmızı tonunu alıyormuş.
Siyah gülün iğneleri, yaprakları ve dalları diğer güllerden daha ince imiş, gülleri de büyük değilmiş; kendine özgü – belli bir coğrafyaya özgü bir çiçek olduğu belliymiş yani. Bir nevi ‘Ben sizin bildiğiniz güllerden değilim’ durumu.
İnternette bu konuda sohbetler dönmüş, onlara da bakındım. Çiçek yetiştirmeye meraklı olan insanlar Halfeti’den analiz için toprak örneği almayı, bölge toprağının özelliklerini öğrenip kendi topraklarında o toprağa göre ne eksik varsa ilave etmeyi falan düşünmüşler.
Bir de şey okudum; kırmızı kadife gülün tomurcuğunu ‘T’ aşı yöntemiyle ceviz ağacına aşılayınca kara gül elde edilebiliyormuş. Olur mu ki hakikaten? Bilmem, hiç anlamadığım konular.
