Dramatik, biyografik ve tarihi unsurlar taşıyan 12 Yıllık Esaret veya 12 Years A Slave isimli film yaşanmış bir hayat hikayesini anlatan bir romana dayanıyor. Solomon Northup kendi hikayesini anlatan bu romanı 1853 yılında yazmış. Filmin konusu şöyle: Yıl 1841; Solomon ailesiyle beraber New York’ta yaşayan, kendini müziğe adamış siyahi bir adamdır ve özgür, mutlu bir insandır. Bir gün müzikle ilgili bir iş için iki adamla tanışır. Çalışmak üzere Washington’a gittiğinde inandığı dünya tersine dönecektir; zira onu kaçırırlar ve Güney’deki bir çiftliğe satarlar; Solomon artık bir köledir. Yeni hayatında acı çekmeyi, şiddet görmeyi, küçük düşürülmeyi, değersizleştirilmeyi tadacak ve bütün bunlara karşı isyan edecek cesareti olmayan, kaderlerini sorgusuzca kabullenmiş bir grup insanın umutsuzluğuna tanık olacaktır. Ve Northup özgür bir adam olduğunu kanıtlayabildiğinde aradan 12 yıl geçmiş olacaktır.
2013 ABD-Yeni Zelanda yapımı film Amerikan tarihinin en çirkin dönemlerinden birine odaklanıyor ve Amerika’nın günah çıkarttığı filmlerden biri olarak da düşünülebilir. Öte yandan da izleyiciyi etkisi altında bırakan bir başyapıt niteliğinde; bazı yorumlara göre. Bazılarıysa filmin şişirme olduğunu düşünüyor. Kurgunun basmakalıp, oyunculukların ancak ‘iyi’ seviyesinde olduğunu düşünenler de mevcut. Filmin gereksizce uzatılmış sahneler yüzünden sıkıcı bir hal aldığı kanısında olanlar var. Doğru olan izledikten sonra kendi kararınızı vermek herhalde.
Bu filmi izledikten sonra diğer insanlara ve hayata bakış açınızda bazı oynamalar olabilir. Amerika’nın 1800’lü yıllarda siyahlara karşı nasıl insanlık dışı bir politika uyguladığını daha önce görülmemiş bir gerçekçilik ve dürüstlükle yansıtan yapım drama dalında En İyi Film Altın Küresi’ni kazandı ve 9 dalda (ana kategoriler dahil) Oscar adayı olarak gösterildi. Köleliği tüyler ürpertici bir gerçekçilikle aktaran film yıllar boyunca bir tarladan ötekine gönderilen Solomon’un uğradığı fiziksel ve duygusal zulmü ve bu yüzden ruhunun da, vücudunun da giderek solmasını hiç yumuşatmaksızın, dehşetli bir sertlikle anlatıyor. Yapımın başrol oyuncusuyla yardımcı oyuncusunun olağanüstü performanslarını görmemek mümkün değil; diğer oyuncuların başarısını da.
Film size değişik şeyler hissettirecek; örneğin insanların böyle bir duruma isyan etme fikrini uygulamak bir yana dursun; düşünmekten bile uzak kalabildiklerini hayretle göreceksiniz. İnsanların yaşadıkları zulümden kurtulmak için eyleme geçmemeleri, kendilerinden başkasını düşünmemeleri insanı oturduğu yerden isyan ettirebilir. Yönetmen izleyicinin duygularıyla oynamaktansa kölelik olgusunu soğuk ve mekanik yönleriyle ele alma yoluna gitmiş; bu tavır özellikle Solomon’un işlemediği bir suçun cezasını çekmek için bir ağaca asıldığı sahnede apaçık görünüyor. Filmdeki köle tüccarlarıyla tarla sahipleri standart kötü adam kalıbında değil. Her biri bu feci sistemi kabullenmesine ve hatta bunlardan hoşlanmasına birtakım kılıflar buluyor. İnsanlık dışı şeyler yaparken insanca duygularla, bazı inançlar çerçevesinde hareket edermiş gibi olağan bir halleri var ve bu yüzden insan onlardan daha da tiksiniyor. Filmde kötülük, acı çektirmek, eziyet etmek meşrulaşıp olağanlaşıyor ve eziyet görenler de bunu böyle kabul ediyorlar; normal bir şey gibi.
12 Yıllık Esaret efendi-köle ilişkisinin bütün çıkmazlarını ve çelişkilerini net bir ifadeyle gözler önüne seriyor. Örneğin sadist eğilimli bir tarla sahibi karakteri var; kölelerini taciz edip onlara işkence yaparken dinini gerekçe gösteriyor. Kölelerini bir şahsiyeti, bir değeri olan insanlar gibi değil şahsi eşyaları gibi görüyor ve onlara tıpkı eşyalarına yaptığı şeyi yapıyor; yani ne isterse onu.
Gerçekçiliğiyle içinizi acıtacak, bazı insan yapılarından nefret etmenize yol açacak, kölelik sistemine bir kere daha lanet etmenize sebep olacak bir film bu. Birçok izleyici mutlaka seyredilmesi gerektiğini düşünüyor.
Yapım teknik açıdan son derecede başarılı; bu konuda hemen herkesin aynı fikirde olduğunu söyleyebiliriz. Hans Zimmler’in bestelediği müzikler genel olarak durağan bir gidişatı olan filmin izleyicide bir kulak doygunluğu bırakmasını sağlıyor. Müziklerinin filmin en takdir edilecek yönlerinden biri olduğu konusunda yaygın bir kanı olduğunu da ekleyelim; bu konu tartışılan konular arasında değil.
2 saat 13 dakika süren film Steve McQueen (II) tarafından yönetiliyor. Oyuncu listesi şöyle: Chiwetel Ejiofor, Michael Fassbender, Benedict Cumberbatch, Paul Dano, Garret Dilahunt, Paul Giamatti, Scoot McNairy ve Lupita Nyong’o.