Aynı filmi birkaç kere izlediğiniz olur mu veya aynı kitabı birkaç kere okuduğunuz? Bir Stephen King hikayesinden uyarlanmış olan 1922 benim 2 kere izlediğim filmler arasında yer alıyor ve filmi bir kere daha beğendim.
Psikolojik gerilim – dram tarzında olan yapım, klasik anlamdaki gerilim filmlerini sevenlere, aksiyon arayanlara hitap etmeyecektir. Kan gövde, testere bıçak balta, su dolu küvete, içinde biri varken atılan çalışan radyo veya saç kurutma makinesi yok. Öyle “ınınınnn…!” tarzında bir gerilim de yok. Doğru kelimeleri bulamıyorum, dramatik bir gerilim var burada. Kan dondurucu, saçları havaya diken falan değil de, acıklı bir gerilim. Hayatı iyi ve doğru olduğuna inandığı yolda gitsin diye çok kötü bir şey yapan bir adamın bundan sonra yaşadığı iç çatışmaların ve ödediği büyük maddi – manevi bedellerin hikayesi.
1922 filminin konusu
Çiftçi Wilfred James, kendisine ailesinden miras olarak büyük bir arazi kalan eşini bu mirasın mevcut mısır tarlalarına eklenmesi için ikna etmeye çalışır. Ancak çift, istedikleri yaşam tarzı açısından tamamen farklı dünyaların insanlarıdırlar. Eşi Arlette, kendisine kalan toprağı satmak ve ergenlik çağındaki oğulları Henry James’i de alarak daha büyük bir şehirde yaşamak niyetindedir.
Wilfred sorunu çözmek için kesinlikle tavsiye etmediğim bir yol düşünür: Karısını öldürmeyi. Üstelik bu plana 14 yaşındaki oğlunu da dahil eder. Hayır, kendin yapılmaması gereken feci bir şey yapacaksın, bir cinayet işleyeceksin, ergen çocuğunun niye kanına giriyorsun? :( O salak da 14 yaşında, annesini öldürmek gibi bir fikre nasıl evet diyebiliyor tabii ama insan doğal olarak en çok babaya sinirleniyor.
Baba oğul Arlette’i öldürürler ve kabus başlar. Yukarıda anlatmaya çalıştığım türden bir kabus. İzleyici Wilfred’in ödediği bedellerden rahatsız olmaz. Ben olmadım en azından. Ama gencecik çocuğun hayatının ne hale geldiğini izlerken üzüntü duyar. Ben duydum en azından.
Filmi beğenenlerin en çok işaret ettiği noktalardan biri Thomas Jane’in oyunculuğu ki kendisi gerçekten, kelimenin tam anlamıyla döktürüyor.
103 dakika süren ABD yapımı filmin yönetmeni Zak Hilditch. Başlıca oyuncuları;
Thomas Jane (Wilfred)
Molly Parker (Arlette – çiftçinin eşi)
Dylan Schmit (H. James – çiftin oğlu)
Kaitlyn Bernard (Sharon – gencin kız arkadaşı)
Neal McDonough
Sallie Cotterie
Brian d’Arcy James
***********************************
İngilizce konuşabilmemi sağlamaya çalışan Uğur Bey için kısa bir deneme:
Hi, teacher; have you watched / do you know this movie? In my opinion, you should do that. I don’t know which types of films you like. But if you like thrill – dramas, i think you will like this. Feature player is perfect and destiny of his son is really sad. Destiny of his girl – friend, too. They were too young, too inexperienced and..böyle olmamalıydı yazmak istedim ama yapamam :)
King regards.
It shouldn’t have been like this😊✌️
Ok, thank you so much.