Her şey 2012 kışında internette kendime göre evde yapılacak iş fikirleri aramamla başladı. İlkbahar – yaz sezonunda haftada 2 – 3 kere semt pazarlarında takı tezgahları açıyordum, bu takıların bir kısmını kendim yapıyordum ve zamanım dolu dolu geçiyordu, soğuk havalarda ise pazara pek çıkmıyordum. Önce el yapımı takı işleri aradım, birkaç yere de başvurdum diye hatırlıyorum ama oradan bir şey çıkmadı. Evde yapılacak işler konusunda pek çok yazı vardı internette ama karşıma çıkanlar bana cazip gelmiyordu, bazıları sahtekarlık kuşkusu uyandırıyordu, falandı filandı; derken makale yazarlığı işi çıktı karşıma. Başkalarının siteleri için yazı yazıp para kazanıyordun, iş buydu. Nasıl başladım, araştıra araştıra piyasadan özgün makale talepleri toplayıp onları anlaştığı kişilere dağıtan bir aracı firmaya ulaştım, o şekilde.
Word belgesinin nasıl açılacağını bile bilmezdim ben, hiç açmamıştım ki, hiç gerekmemişti. O firmadaki 2 kişi baya yardımcı oldular bana, bunu hep minnetle hatırlarım. Benim kompozisyon yeteneğim vardır, bunu hemen anlamışlardı sanırım, biraz da o yüzden olsa gerek, epey üstüme düştüler. Başlıca yazım kurallarını biliyordum, yazılı ifadem düzgündü, asla copy – paste yapmamak gerektiğini anlamıştım, onlarda sorun yoktu; öğrenmem gereken şeyler bu işin kendine özgü kurallarıydı. Anahtar kelime, etiketler, yazı dosyasının altı çizili kelimeler olmadan düzgün bir şekilde hazırlanması; böyle şeyler. Bir zaman sonra onları da kavradım. Şimdi ne şekilde olduğunu hatırlamıyorum ama birkaç müşteri daha edindim zamanla. Sonra neler oldu, davetiyeyle üye olunabilen büyük bir webmaster sitesi vardı, oraya üye olmayı çok istiyordum ama olamıyordum, müşterilerimden biri davetiye gönderdi bana; o iş de oldu. Siparişlere başvur, hazır makale yazıp satışa koy derken oradan da bağlantılar edindim. Müşteri aramıyordum artık; hatta yoğun olduğum için, fiyatı veya tutumu beğenmediğim için, güvenmediğim için falan insanları geri çevirdiğim oluyordu. O iş oturmuştu artık.
Sonrası Binkelam işte. Bu süreçte tanıştığım insanlardan bana kendime ait bir web sitesi açmamı söyleyenler olmuştu ama pek üstünde durmamıştım, kendime de hiç güvenmiyordum. Çok teknik, çok akademik, çok beni aşan bir şeymiş gibi bakıyordum olaya. Sonra bir şeyler oldu; domain aldım, şablon seçtim, ben seçmedim gerçi, bir müşterim “Bu olabilir” dedi, ben de “Olsun madem” dedim, bir müşterim siteyi kurdu, hatta bir de logo uydurdu, ilk yazıları ekledi…Ekim 2013’de olmuş bunlar, sitedeki en eski yazının tarihi bu.
Sonrasını ben hallettim diyebilirim ama büyük oranda başkalarına sora sora, okuya okuya, emekleye emekleye; o şekil. Hatalar da yaptım, fotoğrafları boyutlandırıp webe uyarlamadığım için sitenin çok şişmanladığını, hosting alanında haddinden fazla yer kapladığını yakın bir geçmişte öğrendim mesela; bu durumu yavaş yavaş düzeltmeye çalışıyorum.
Adsense hesabı almak kolay olmadı, bir ara umudu kestim, sonra, üçüncü başvurudan sonra galiba, alabildim.
2 yıl ve üstüne de 1 aydan fazla bir zaman geçmiş demek ki. Sitede şu anda 860 tanesi (Bununla 861) tarafımdan yazılmış olan 1.053 tane yazı var.
Kazanç? Henüz sözü edilecek bir kazanç yok.
Ziyaretçi sayısı? Henüz sözü edilecek bir ziyaretçi sayısı da yok ama şu anda bildiğim şeyleri (Ki hala bilmediğim çok şey vardır eminim) daha önceden anlamış olsaydım daha yüksek olabilirdi. O ayrı bir konu, bu konuda tecrübelerime dayanan bir tavsiye yazısı da yazacağım.
Binkelam daha kalabalık, daha iyi kazanç sağlayan, daha bilinen bir site haline gelecek; benim hedefim bu. Gözüm çok yüksekte de değil, benim şartlarımda olamaz da zira büyük oranda tek başına çalışarak genel bir web sitesini yükseltmek oldukça zordur. Bazı konularda titizim bir de; makalelerin hepsi özgün ve düzgün olsun istiyorum, site hileleri olarak nitelendirdiğim şeyleri yapmıyorum ve yapmıycam; böyle şeyler. Bu da hedefe giden yolu uzatır. Ama düzgün çalışmanın orta ve uzun vadede bana güzel şeyler getireceğine inanıyorum, gidiş yolumdan memnunum, tabiatıma uygun ve bence site için de artı puan.
Benim yolum uzun daha. İlerledikçe yazarım. Bilgiyi ve tecrübeyi paylaşmak iyidir. Hedefine giden yolda iyi niyetle, azimle, umutla, dürüstçe, yılmadan çalışan herkese başarılar dilerim.
Paylaşımlarınızı dikkatle okuyorum.Ama ortalıkta pek okuyan göremiyorum. Angarya işler olsa görürdüm mutlaka.Ben de bir oğlumun tavsiyesi ile makale yazarım diyerek of,pof a talepte bulundum,kabul ettiler.Fakat wordpress kurulumum yok,bir de mümkün değil beceremedim.Yazı hala masaüstü dosyası halinde.Olmazsa sitemden paylaşacağım.Yazdıklarınızdan anladığım,senelerdir bu işe bayağı gönüllüce emek sarfetmişsiniz.Ama ben altmış beş yaşındayım.Buraya kadar geldim,fakat gerisi zorluyor beni.Yazma hevesim kaçar diye biraz geri çektim kendimi.Zaten bir topluluğa katılırsanız paçanızı kurtaramıyorsunuz.Sırf sanalda bile olsa kimseler kırılmasın diye ayrılamadığım bir iki yer var hala.Fazla söz insan usandırır diyorum:)Sizi kutlayarak ve sevgilerimi sunarak hoşcakalın diyorum.Ece ablanız.
Merhaba Ece Hanım; OfPof’u ilk defa duyuyorum, şöyle bir baktım, insanlar üye olup paylaşım yapıyorlar, zamanla para da kazanıyorlar galiba, öyle bir yer. O tarz liste yazıları çıkarabilir misiniz bilmiyorum, bazı yazılarınızı okudum sizin ama hiçbiri o tip değildi. Öyle bir yerle uğraşırsınız gibi gelmedi bana doğrusu. Ben de uğraşmam, benim asıl işim kendi sitem. =) Ben siteyi ve yazıları sadece Google Plus’da değil bir sürü yerde paylaşıyorum, az – çok bir geri dönüş oluyor, onu dert etmeyin. Yazı yazmaya devam etmeye niyetliyseniz ben de bazı tavsiyeler verebilirim size, isterseniz daha sonra mail üzerinden konuşuruz. Sizden daha gencim ama ben de 52 yaşındayım yani, yaptığım işlere daha yıllarca da devam etmek niyetindeyim, yapabildiğiniz sürece siz de yapın bence – zevk veriyorsa tabii. Kimseler kırılmasın meselesine de çok şey yapmayın, grup davetleri bitmez, dahil olmayacaklarınızı laf olsun diye kabul etmenin çok da gereği yok. Ziyaretiniz için teşekkür ederim, yine gelin.