Az sonra detaylarını vereceğim bu gerilim / western/ gizem unsurlarını barındıran Martin Koolhoven filminin Cehennem (Brimstone) ismiyle servis edildiğini de gördüm, Kükürt (Brimstone) olarak sunulduğunu da. Kelime anlamı olarak doğru olan ikincisi. Brimstone’un kükürt, kükürt sarısı, sarı renkli gibi anlamları var. Fire and brimstone (Ateş ve kükürt) deyimi ise cehennem ateşi / cehennem azabı anlamlarına geliyor.
Filmde 1800’lü yıllarda Hollandalı yerleşimcileri barındıran kasvetli bir sınır kasabasında geçiyor. Konuşma engelli bir ebe olan Liz burada kocası, kızı ve üvey oğluyla beraber yaşamaktadır. Bir Pazar günü topluluğun kilisesinde yeni bir rahip belirir. Bu, kasabaya kötülüğün geldiği andır aynı zamanda. (Guy Pearce rahip rolünde müthiş bir performans sergilemiş. Ondan nefret edeceksiniz.)
Kasabanın gebe kadınlarından biri kiliseden çıkarken sancılanır ve Liz onunla ilgilenir. Anne ve bebekten sadece birinin hayatta kalabileceği doğumun sonunda bebek ölü doğar. Bu, Liz’den bir sebeple intikam almak isteyen rahibin onu suçlaması için büyük bir fırsat olur. Genç kadın kendisini ve ailesini bu korkunç adamdan korumak, kızına kendisininkinden daha iyi bir hayat sağlamak için büyük bir savaş vermek zorunda kalacaktır.
Şiddet içeren rahatsız edici sahneleri olan Brimstone (2017) dinin sapık bir zihinde dehşetli tehlikeli bir hale gelebileceğini anlatan sinir bozucu bir film olarak nitelendirilebilir. Bu gerilimli, trajik ve sert western, isimlerini İncil’in bazı bölümlerinden alan 4 bölümden oluşuyor: İfşa, Çıkış, Başlangıç ve Hesaplaşma. Bir bölümün hikayesi ve detayları takip eden bölümde geriye giderek anlatılıyor. Bu kurgulanma tekniği kafa karıştırabilir belki fakat filmin gerilim dozunu arttırıyor ve tansiyonun son ana kadar düşmemesini sağlıyor.
Hristiyanlık üzerinden dinin eleştirilmesi üzerine kurgulanmış olan ve esas olarak sapkın düşüncelerle dolu bir din adamının kutsal kitaptaki metinleri amacına uygun bir şekilde kullanarak kafayı taktığı insanlara karşı ne kadar korkunç davranabileceğini anlatan filmin her bölümünde şiddetin farklı hallerini izliyorsunuz. Şeytani rahiple Liz arasındaki, sebepleri adım adım ortaya sürülen amansız kovalamacanın içinde bir şekilde yer alan herkes şiddetten payına düşeni alıyor.
İzleyici yorumlarına bakılırsa Dakota Fanning Liz karakterinin ağırlığını pek taşıyamamış. Onun daha genç dönemlerini canlandıran Emilia Jones daha iyi bir oyunculuk çıkarmış. Konunun çok anlamlı olduğunu ama iyi aktarılmadığını, rahibin insanüstü özelliklerinin sebebinin anlaşılmamasının yanlış olduğunu düşünenler var.
Final bazı izleyicileri tatmin etmemiş. Filmin çok etkileyici bulduğunu ama içerdiği bazı saçmalıklar yüzünden tam puanı hak etmediğini düşünen çok sayıda izleyici olduğunu sanıyorum. Agresif bir film izlemek istiyorsanız bu tam aradığınız film olabilir. Son derecede tedirgin edici olduğunu düşünen çok kişi var.
Sado – mazoşist film kategorisine de giren Brimstone öç alma ve cezalandırma isteğiyle dolu kötü ruhlu, gizemli, garip, sapık eğilimleri olan bir vaiz ile onunla beraber gelen yeryüzü cehenneminin acımasız zulmüne karşı direnen, geçmişinin karanlık hikayesine karşın temiz ve huzurlu bir yaşam sürmek isteyen, kızının hak ettiği daha iyi hayat şartlarını onun adına güçlü ve cesur bir şekilde talep eden bir kadının arasındaki insanı geren, irkilten, rahatsız eden şiddet dolu intikam hikayesi olarak özetlenebilir sanırım. Filmin müziklerine eşlik eden genç bir kadın sesi bir yerde “O bir savaşçıydı.” diyor Liz için. “Eski ülkede, hayatta kalmak için öyle olmak zorundaydınız.”
2016 yapımı, 148 dakika süreli filmin oyuncu listesiyle yazıma son veriyorum: Guy Pearce, Dakota Fanning, Emilia Jones, Carice van Houten, Kit Harington, Paul Anderson, Ivy George, Naomi Battrick.