Yıllar önce izlediğim 1988 ABD – İngiltere yapımı Dangerous Liasions (Tehlikeli İlişkiler) filmini yıllar sonra bir kere daha, zevkle izledim. Glenn Close ve John Malkovich inanılmaz bir oyunculuk sergiliyorlar, yok böyle bir şey. Mimikleri, bakışları, duruşlarıyla insanı büyülüyorlar.
Kaliteli bir film izlemek isteyenlerin kaçırmaması gereken bir yapım. Zengin bir oyuncu kadrosuna sahip ve dönemini, yani Fransa’nın 1789 devriminden hemen önceki zamanlarını gayet iyi yansıtıyor.
Tehlikeli İlişkiler (1988) filminde günlerini ayrıntılı erotik entrikalar planlayarak geçiren Marquise de Merteuil ile hayattaki başarısını baştan çıkardığı kadınların sayısıyla ölçen Vicomte de Valmont arasındaki bir iddia ile başlayan olaylar hikaye ediliyor. İkisi de varlık ve rahatlık içinde yaşayan, yüksek sosyete mensubu kişilerdir. Eskiden bir dönem beraberlik yaşamışlardır ve Vikont, Markizle yine ilişki kurmak istemektedir. Bunu neredeyse takıntı haline getirmiştir.
Markiz ise, bunun gerçekleşmesini bazı şartlara bağlamak niyetindedir. Ve şartları olayların akışına göre sürekli olarak değiştirecektir. Vikontun, onunla bir kere daha sevişmek için pek çok şey yapması gerekecektir.
Markizin kendisini aldatmış olan eski sevgililerinden biri şimdi kendisinin kuzeni olan Cecile de Volanges ile evlenmek istemektedir. Adamdan intikamını almak için, Valmont’tan kızı baştan çıkarıp onunla beraber olmasını ister. Bu fikir Vikonta hiç çekici gelmez, zira genç kızı baştan çıkarmanın çok kolay olacağını düşünmektedir. Onun gözü elde edilmesi daha zor bir kadındadır. Evli, evliliğine sadık ve ahlak kurallarına sıkı sıkıya bağlı bir kadındır bu: Madame de Tourvel.
Valmont, ikincisi için epeyce mücadele ettikten sonra zaman içinde genç ve ateşli Chevalier Danceny ile flört eden Cecile’i de, Madam Tourvel’i de elde etmeyi başarır. Fakat bu arada hiç hesapta olmayan bir şey olur: Hayatının anlamı kadınlarla oynamak, onları ağına düşürmek olan, bunun için ne kadar çok uğraşırsa o kadar çok eğlenen bu adam, Madam Tourvel’e aşkla bağlanmıştır.
Bu, Marquise de Merteuil için çok fazladır. Vikont, onun ustalıkla idare ettiği orkestranın elemanlarından biri olarak kiminle isterse sevişebilir, fakat kimseye aşık olmamalıdır. Bu durum karşısında altüst olan Markiz yeni planlar yapmaya başlar. Fakat ince ve şeytani planlarının her zaman istediği doğrultuda yürüyeceğine güvenmekle hata etmektedir. İkilinin son savaşı dramatik olaylara yol açacaktır.
Dangerous Liaisons filmi 2 saat sürüyor. Şahsen bu süre boyunca hiç sıkılmadım.
Filme ilham veren Les Liaisons Dangereuses isimli roman Choderlos de Laclos tarafından yazıldı. Mektuplardan oluşan bu roman, kendisinin ilk ve tek romanı idi. 1782’de yayınlandığı zaman öyle büyük bir skandala sebep oldu ki, Kraliçe Marie Antoinette kitabın kişisel kütüphanesi için yaptırdığı kopyasını boş bir kapakla ciltlemek zorunda kaldı.
Filmin yönetmen koltuğunda Stephen Frears oturuyor. Glenn Close Markizi, John Malkovich Vikontu, Michelle Pfeiffer Madam Tourvel’i canlandırıyor. Diğer oyunculara gelince:
Swooise Kurtz (Madame de Volanges)
Uma Thurman (Cecile de Volanges)
Keanu Reeves (Chevalier Danceny)
Mildred Natwick (Madame de Rosemonde)
Dangerous Liaisons (Tehlikeli İlişkiler) Film Yorumları
1.Ünlü bir 17. yüzyıl Fransız romanından uyarlanmış bir filmin büyüleyici bir yapım olmasını beklemezsiniz…fakat bu olmuş. Bu film, görsel olarak çok iyi. Mekanlar ve kostümler son derecede görkemli ve mükemmel. Daha da iyisi, duygularını diyaloglardan çok ifadelerle aktaran baş karakterler çok başarılı. Glenn Close, yöntemi ve maliyeti ne olursa olsun, çevresindeki herkesin istediği şekilde eğip bükme cüretini gösteren Markiz karakterinde en iyi performansını sergiliyor. Ve Malkovitch de alaycı, hedonist ama dünyadan bıkmış Vikont karakterine mükemmel bir şekilde hayat veriyor.
2.Cinsiyetlerin savaşını anlatan inanılmaz bir film. Buna ilham veren kitap 200 yıldan fazla bir süre önce yazılmış ve günümüzde hala benzer olaylara tanık olabiliyoruz. Bu, Glenn’in en iyi performansı idi ve Valmont da kesinlikle mükemmeldi. Pek seksi görünmüyordu ama gayet karizmatik ve çekiciydi. “Elimde değil” cümlesini film içinde birkaç kez tekrarladı ve bunu Michelle Pfeiffer’e her söylediğinde daha karanlık, daha kötü bir adama dönüştü.
Bana göre bu bütün zamanların en iyi filmlerinden biridir ve aldığı 7.6’dan daha yüksek bir değeri hak etmektedir. IMDB Top 250’de yer alması gerektiğini düşünüyorum.
3.Şık bir film bu. Performanslar mükemmel. Malkovich, sayısız saf kadının hayatını tahrip eden adam rolünde tamamen inandırıcı. Close, sinemanın gelmiş geçmiş en büyük kaltaklarından birini mükemmel bir şekilde canlandırıyor. Pfeiffer, Reeves ve Thurman da gayet iyi. İzlemeniz şiddetle tavsiye edilir.
4.Üç ana karakterin de üst düzey bir oyunculuk sergilediği inanılmaz bir film bu. Zekice, eğlenceli ve trajik. Ayrıca size üstünde düşüneceğiniz şeyler de veriyor. Ana karakterler arasında oyuncu olarak en az esnemesi, kendini en az zorlaması gereken kişi Pfeiffer; ancak onun da her zaman vakur, tatlı dilli bir kişiliği yansıtması gerekiyor. Malkovich ve Close kötücül karakterleri öylesine iyi canlandırmışlar ki, sayelerinde filmin verdiği keyif ikiye katlanıyor. Reeves aksiyon filmleri için daha uygun, bu filmde ruhsuz duruyor ama yine de iyi bir iş çıkarıyor. Thurman canlandırıcı ve büyüleyici. Malkovich’in karşısında, kaybolmadan, ezilmeden oynuyor.
Sonuçta, usta oyunculuklar ve görsel bir şölen içeren çok iyi bir seyirlik. Oyunun adının aksiyon olduğu bir dünyada bile kendi türünün en iyi örneklerinden biri olarak bir yeri olan yapımlardan. Benim “En iyi 10 film” listemde yer alıyor.
5.Aldatma, ihanet ve kötülüğün harika bir karışımı olan bu filmi çok sevdim. Glenn Close her zamanki gibi harikaydı, Malkovich her filmde nefret etmeyi sevdiğimiz kötüler kadar güzeldi, Pfeiffer çok iyiydi ve filmin tamamı, sonu üzücü olmasına rağmen, müthişti.
6.Bu, 18. yüzyıl Fransa’sının ayrıcalıklı sınıfların ahlaki çöküşü açısından Sodom, Gomorre ve eski Romalılarla rekabet ettiği devrim öncesi dönemi hakkında bir hikaye. Voltaire ve Moliere’i çok sevindiren Shakespeare’ı memnun edecek bir tür ahlaksızlık hicvinin yanı sıra, cinsel ikiyüzlülük ve arzunun çok ince bir incelemesi. Geri tepen karmaşık bir şehvet düşkünlüğü ve intikam hikayesi.
7.Bu filme bayılıyorum. Birkaç kez izledim ve yönetmende veya oyuncularda herhangi bir kusur bulamadım. Aslında, bir kereden fazla izlediğiniz zaman bazı hataları görmeye başlarsınız. Dangerous Liaisons (1988) her izleyişinizde yeni katmanlarını keşfettiğiniz ve daha iyi bulduğunuz filmlerden biridir.
Malkovich ve Close, 18. yüzyıl aristokratlarının bu Makyavelist ikilisi, baş karakterler olarak kesinlikle kusursuz. İkisinin davranışları da, en küçük nüanslara kadar, tertemiz ve güçlüdür.
Bu filmin ana darbelerinden biri, sonunda, günahkarlığın ve kötülüğün verdiği bir çekiciliğe sahip olan Merteuil ve Valmont’un bütünüyle kötülükten ibaret olmadığını görmemizdir. Final yaklaşırken onların samimi, acı çeken ve gerçek aşk için özlem duyan bir tarafları da olduğunu fark ediyoruz.
Filmin Milos Forman tarafından yönetilen “Valmont (1989)” isimli diğer yorumuna gelince, o da iyidir ama Stephen Frears’ın yorumu kadar güçlü ve derin değildir. Ayrıca, Tehlikeli İlişkiler’in hafif bir komedi gibi başlayıp bir Yunan trajedisine dönüşmesinin Frears’ın dehası ile ilgili olduğunu düşünüyorum.