Halk dilinde pamukçuk yarası olarak tabir edilen aftöz ülserler ağız içindeki pembe dokuda oluşan küçük boyutlu ve acı veren yaralardır. Ağız bölgesini etkileyen ülserlerin en çok görüleni olan bu oluşumların neden ötürü ortaya çıktığı hakkında kesin bir bilgi yoktur, fakat birçok faktör alerjik reaksiyon olasılığına işaret etmektedir. Bazı kişilerin stresli bir dönem sırasında ciddi dil ülseri süreçleri yaşadığı tespit edilmiştir.
Hormonal dengesizlikler, ağız hijyeni konusuna özenmemek, ani kilo kayıpları, bağışıklık sisteminin zayıflaması, başta sodyum lauryl sülfat (SLS) olmak üzere diş macununda bulunan bazı maddeler ve yetersiz uyku da dil ülserine yol açabilir. Diğer olası sebepler viral enfeksiyonlar, genetik yatkınlık, dili ısırmak, diş fırçasından veya başka bir sebepten ötürü dilin tahriş olması olarak sıralanmaktadır. Dil ülseri nadiren önemli bir hastalığa yol açar; bu yaralar genellikle tedavi gerekmeksizin kendiliğinden geçer. Fakat hastalık ilerledikçe başlangıçta çevresi kırmızı, kendisi içi su ve iltihapla dolu beyaz renkli yaralar biçiminde olan oluşumlar pembeye dönüşür ve dil üzerinde kanamalara sebep olabilir. Bu ağız ülserleri giderek yanak ve dudakların iç kısımlarına, diş etlerine ve damaklara sıçrayabilir. Aftöz ülserlerin çoğu kendi halinde geliştikten sonra on gün ila iki hafta arasında ortadan kaybolur.
Bu ağız içi oluşumların asidik maddelerle teması halinde büyük bir acı söz konusu olabilir; bu yüzden ağzınızda böyle bir durum varsa portakal suyu, domates vb. asit içeren yiyecek ve içeceklerden uzak durmalısınız. Eczanelerde bulunan bazı ilaçlar yaralı bölgeyi uyuşturarak veya üzerinde koruyucu bir tabaka oluşturarak rahatsızlığın bir kısmını azaltabilir. Bazı ağız yıkama suları da işe yarar ama etkileri kesin değildir ve kısa sürelidir.
