Dim Çayı’na Alanya’nın hayat kaynağı desek abartmış olmayız. Alanya’ya 6 km uzaklıktaki Dim Çayı, Torosların eteklerindeki Dim Alacami köyünde başlayıp kuzeydoğu-güneybatı yönünde 60 km’lik bir kolla sularını Alanya’nın güney tarafındaki Kestel ve Tosmur Beldeleri sınırından Akdeniz’e döker.
Alanya Dim Çayı çevresinde 14-15 kadar yerleşim yeri bulunur. Bu yerleşim yerleri Dim köyleridir. Kışın yağan kar, yazları erimeye başlayınca özellikle bahar mevsiminde çayın suları buz gibi soğuk olur. Dim Çayı’nın etkisi ile yarılmış olan bu vadi Dim Vadisi diye anılır. Bu vadi hem serin olması hem de yeşilliği sayesinde turizm açısından önemli bir yerdir.
Buranın yerel halkı 1936’lardan 1948 yılına kadar yaptığı çalışmalarla Alanya muzu ve portakalının yurt çapında üne kavuşmasını sağlamıştır.
Alanya Dim Çayı hakkında asıl bahsedilmesi gereken ise bir turizm merkezi olmasıdır. Kestel yol ayrımından ya da Tosmur yol ayrımından kuzey tarafına doğru gitmeye başlayınca sağlı sollu piknik alanları görmeye başlarsınız. Suyun şırıltısı ve çevresindeki yeşillik göz kamaştırıcı güzelliktedir. Suyunun yaz kış soğuk olması sebebiyle Alanya’nın bunaltıcı havasında denizde serinleyemeyen yerli ve yabancı turistleri hatta yerel halkı buraya gelir ve kendilerini çayın serin sularına bırakırlar.
Yol boyunca birçok lokanta, restoran ve aynı zamanda piknik alanları vardır. Bunlardan bazıları yaz kış hizmet verir. Buralarda tavuk, et ve balık ürünlerini tadabilirsiniz. Ancak hem suya girmek hem de alabalık yemek isterseniz çayın üst taraflarındaki piknik alanlarına çıkmanız gerekiyor. Özellikle alabalık yetiştirme havuzlarına kadar giderseniz su içine konulmuş masalara oturup yazın bunaltıcı sıcağında ayaklarınız buz gibi su içinde güzel güzel balıklarınızı yiyebilirsiniz. Burada tatil yapan turistler cip ve motosiklet kiralayıp Toroslar’da turlara da çıkıyorlar.
Dim Köyleri turistlerin en fazla ilgili gösterdikleri köyler arasındadır. Bu köylerdeki tesislerde günü birlik tatil yapan yerli ve yabancı turistler gayet güzel ve eğlenceli vakit geçirdiklerini söylerler.
Alanya’ya gelen turistler buranın sadece deniz, kum ve güneşten ibaret olmadığını, safari ve piknik gibi alternatiflerinin de bulunduğunu görüyor gayet memnun olarak ayrılıyorlar.
