1900’lü yılların başlarında kadınların oy hakkı mücadelesini anlatan bir film Diren. Orijinal ismi olan Suffragette kadın haklarını savunan anlamına geliyor. 15 Ocak 2016’dan itibaren gösterime giren filmin ülkemizde “Diren!” ismiyle gösterime girmesine gelince, bunun gerekçesi gerek insan, gerekse kadın haklarında kazanımların direnişler üzerinden sağlanmış olması olmalı.
İngiliz yönetmen Sarah Galvon, 46 yaşının baharında gerçekten iyi ve dokunaklı bir konu seçmiş. Kadına seçme ve seçilme hakkının tanınması dünyada her daim güncelliğini koruyacak. Bu hakkın kadınlara Suudi Arabistan’da henüz 1 ay önce tanındığını göz önünde bulundurduğumuzda dünya genelinde tüm ülkelerde uygulanabilmesi için daha en az bir asır daha geçmesi beklenebilir. Sarah Galvon filmde topluma yönelik mesajı da son derece net bir şekilde anlatıyor. Seçme ve seçilme dahil olmak üzere hiçbir hak mücadele etmeden elde edilemiyor.
Filmde başlıca roller Carey Mulligan, Helena Bonham Carter, Meryl Streep, Brendan Gleeson, Anne-Marie Duff, Ben Whishaw, Romola Garai ve Samuel West’e ait. 30 kişilik geniş bir oyuncu kadrosuna sahip olan filmde, sekiz başrol oyuncusu olur mu diye sorgulamayın. Konu kadının seçme ve seçilme hakkı temelinde insan hakları ise böylesi bir kadroyu hak ediyor. Bu arada filmin konusunun ve vermek istediği mesajın oyunculardan daha fazla tartışılıyor olması da yönetmen Sarah Galvon için övünülesi bir ayrıntı olsa gerek. Ama 66 yaşındaki Meryl Streep ve 60 yaşındaki Brendan Gleeson yılların getirdiği tecrübe ve deneyimi 1 saat 46 dakika süreli filmde hayli yansıtıyor.
Filmin konusu ülkemize hiç yabancı değil. Gerek çocuk işçilik gerekse iş kazaları filmin içine serpiştirilmiş. 7 yaşından itibaren iş kazalarının yüksek olduğu bir çamaşırhanede çalışan Maud (Carey Muligan), oy hakkı edinebilmek için çalışan ve “süfrajet” diye adlandırılan kadınların bir eylemine, bir paketi teslim etmeye giderken tanık olur. Eylem yapanların arasında kendisiyle aynı çamaşırhanede çalışan Violet’i (Anne-Marie Duff) görür. Maud harekete ilgisiz kalmayınca Violet onu hareketin içine sürükler. Kısa sürede hayli aktif bir konuma gelen Maud katıldığı bir gösteri sonrası bir hafta boyunca tutuklu kalır. Kendini hareketin dışında tutmaya çalışsa da adaletsizliğe olan öfkesi onu hareketin lideriyle tanışmaya kadar sürükler.
Yasaları çiğnemek isteyen değil yasalar hazırlanırken içinde yer almak isteyen kadınların mücadelesini anlatan Diren sinemaseverlerin ilgisini hak ediyor.
