M. L. Stedman’ın The Light Between Oceans (Okyanuslar Arasındaki Işık) isimli romanından uyarlanmış adı dilimize Hayat Işığım olarak çevrilmiş olan film. Ben bir süre önce izledim ve duygusal bir film seyretmek isteyenler için fena bir alternatif olmadığını düşünüyorum.
Çok iyi bir film değil ama görüntüler çok etkileyici ve insanı çocuk sahibi olma özlemi ve bu özlemin insana yaptırabileceği şeyler, pişmanlık, suçluluk duygusu, vicdan azabı ve affetme gibi konularda düşündürüyor. Fazla uzun olduğunu düşünenler var,evet biraz öyle (2 saat 10 dakika) ama beni sıkmadı.
Aksiyon filmlerini tercih edenlere göre değil ama bazen abartılı, biraz dağınık ve yoğun bir dram izlemek isteyenler için güzel. Yer yer baygın bir film ama manzaralar insanın gözünü alıyor ve bir dönem filmi izlemek isteyenlerin de ilgisini çekebilir.
Hayat Işığım filminin konusu şöyle: Birinci Dünya Savaşı’na katılmış askeri bir görevli olan Tom Sherbourne savaş sonrasında sessiz ve yalnız bir hayat özlemi içindedir. Böylece, Avustralya’nın batısındaki Janus Koyu Adasındaki deniz fenerinin bekçisi olarak çalışmayı kabul eder.
Oraya yerleşmeden önce yakınlardaki ana karada yaşayan yerel topluluğun üyelerinden biri olan genç ve güzel Isabel Graysmark’la tanışır. Niyeti savaş yüzünden kaybettiği dengesini yalnızlık içinde toparlamak olsa da, bir süre sonra, kardeşlerini savaşta kaybetmiş olan bu kadınla evlenir. Önceleri güzel günler geçirirler. Mutlulukları, Isabel’in birkaç kere düşük yapmasıyla bozulmaya başlar. Genç kadın bir çöküşün eşiğindedir ve giderek içine kapanmaktadır.
O sıralarda başlarına bir mucize gelir – belki de mucize görünümünde bir lanet. Adanın kıyısına vuran bir sandalda bir adamın cesedi ve bir de bebek vardır. Tom bu durumu gerekli yerlere bildirmek ister fakat karısının yalvarmaları karşısında kararından vazgeçer. Çift çocuğu büyütmeye başlarlar.
Bebek tatlıdır, Isabel mutludur ve Tom da, içi çok rahat olmasa bile eşinin iyileşmesinden ve tekrar mutlu olmasından ötürü hoşnuttur. Artık 5 yaşına gelen küçük kızı anakaraya getirdikleri bir gün işler değişmeye başlar. Çocuğun gerçek annesi oradadır ve trajik bir biçimde, eşiyle beraber kaybettiği kızını çok özlemiştir.
The Light Between Oceans (Hayat Işığım) filminin oyuncu kadrosu ilginizi çekecektir sanırım. Esas erkekle esas kadını Michael Fassbender – Alicia Vikander ikilisi canlandırıyor, daha sonra ortaya çıkan, çocuğun gerçek annesini ise Rachel Weisz. Diğer roller Bryan Brown, Jack Thompson, Emily Barclay, Anthony Hayes ve Caren Pistorius tarafından paylaşılıyor.
Filmin yönetmen koltuğunda oturan isim ise Derek Cianfrance. Oyunculara bakıp da müthiş bir film beklemeyin, değil. Beni çok sıkmamış olsa da, soracak soruları olsa da gereğinden uzun bir film ve yer yer kopukluklar var.
Olay örgüsü sade, basit ve anlaşılır; bu kadar uzatmak gerekmezdi. Veya konu biraz daha renklendirilebilirdi. Örneğin Weisz’in Alman eşinin yaşadığı sıkıntıların üstünde daha çok durulabilirdi. Ama sonuçta bu tür filmleri sevenleri tatmin edeceğini sanıyorum.