Genç bir kızla genç bir adamın sahilde arabadan indiklerini gördü İstanbul. Ne güzel, ne enerjik göründüklerini düşündü. Sonra baktı ki bu güzel çift el ele tutuşmuş kırmızı bir halının üstünde yürüyorlar ve bir kemancı müzik yapıyor onlar için ve yürüdükleri yolun 2 yanında meşaleler yanıyor; İstanbul evlilik teklifi göreceğini düşündü – en romantiğinden. Gördüğü sahneler bunu çağrıştırıyordu.
Yanılmıyordu da, Erkan Dilara’ya kumsalda evlenme teklifi yapmayı kafasına koymuştu ve bütün hazırlıkları tamamdı. Bir evlenme teklifi organizasyon şirketiyle görüşmüş, kız arkadaşına romantik bir ortamda unutulmaz bir teklif yapması için yardımcı olmalarını istemişti. Görüştüğü kişi “Tabii” demişti, “Ne demek, bizim işimiz bu. Çok da keyifli bir iş, zevkle yapıyoruz.”
İzlemeye devam etti İstanbul; başka neler görecekti acaba? Vay, o da ne? Kırmızı halı bitmiş ve bittiği yerde uçuş uçuş beyaz tüllerle çevrelenmiş bir çardak belirmişti. Altında ne vardı onun öyle? Sade ve zarif bir şekilde süslenmiş, sandalyeleri giydirilmiş bir masa vardı. Kemancı çardağın yanı başında kemanını çalmaya devam ediyordu.
Bir ara Erkan – Dilara çiftinin dans ettiklerini de gördü İstanbul. Ne güzel gülüyorlardı, ne güzel sarılıyorlardı birbirlerine, beraber olmaktan çok mutlu oldukları nasıl da belliydi. “Allah ayırmasın” diye düşündü.
Bir ara genç çiftin masasına kalp şeklinde kırmızı bir kutu getirildiğini fark etti, ne vardı kutunun içinde acaba? Ah evet, yüzük tabii ki! Sonra genç adam yere diz çöktü, kız arkadaşının elini tuttu ve ona evlenme teklif etti. Yüzük taktığı eli öptü kalkarken. Kızın cevabını merak etmedi İstanbul – bu gayet belliydi.
Kumsalda Evlenme Teklifi – İstanbul 2015
Çift birbirine sarılırken etrafta volkanlar patlamaya başladı. Kumsal biraz daha ışıldamıştı şimdi. Kırmızı balonlar geldi sonra – kalp şeklinde tabii ki. Sonra balonları havaya bıraktılar. Ve sonra da havai fişekler patladı.
İstanbul evlilik teklifi organizasyonlarını seviyordu; güzelliğine güzellik, romantizmine romantizm, ışıltısına ışıltı ekliyorlardı çünkü. Yakında bir tane daha olsa da seyretsem, diye düşündü.
İnsanlar şehirlerin düşünemediğini sanıyorlardı, pöh! İstanbul gayet de güzel düşünebiliyordu…da, düşündüklerini yazmayı beceremiyordu işte.
Bu yüzden yazıyı ben yazdım. Okuyan herkese teşekkür ederim.
