Jacqueline 29 Temmuz 1929’da Southampton (New York / ABD)’da doğdu. Zengin ve soylu bir ailenin kızıydı, fakat babası yatırımcı John Bouvier Büyük Buhran yıllarında birikiminin büyük kısmını kaybetmişti. Jackie 1951’de George Washington Üniversitesi Edebiyat Bölümü’nü bitirdikten sonra, ihtiyacı olduğu için çalışmaya başladı. Bu sıralarda John Fitzgerald Kennedy ile tanıştı. Kennedy o zaman Temsilciler Meclisi’nin Massachussets üyesiydi. 1953’de Jacqueline 24, John da 36 yaşındayken evlendiler.Jacqueline o zamanlar gizemli ve ağırbaşlı bir kişiliği olan bir kadındı. Son derecede fotojenik ve zarifti. 20. yüzyılın en popüler, en etkileyici first lady’si olarak geçirdiği 2 yıl, 10 ay ve 2 günlük süre boyunca giyim tarzıyla örnek alınan bir stil ikonu oldu.
4 çocuklarından ilki olan Arabella 7 aylıkken, prematüre doğan Patrick de dünyaya geldikten 2 gün sonra öldü. Diğer 2 çocukları 1957’de doğan Caroline ve 1960 doğumlu John F. Kennedy Junior’dır.
John Kennedy 1960 seçimlerinde Richard Nixon’ı altederek başkan oldu. Jacqueline de artık bir first lady idi. Kennedy 22 Kasım 1963’de, eşiyle beraber biz ziyaret için bulunduğu Dallas’da öldürüldü. Kardeşi Robert F. Kennedy de bu olaydan 3.5 yıl kadar sonra, yine silahlı bir saldırıcı sonucunda hayata veda etti. Jackie buna çok üzüldü, kayınbiraderi aynı zamanda yakın arkadaşıydı.
Jackie 1968’de bir evlilik daha yaptı. Bu kez eşi büyük bir serveti olan, CIA ve KGB tarafından sürekli gözlem altında tutulan, birçok ünlü kadınla beraberlik yaşamış, kendisinden 23 yaş büyük Yunanlı bir armatördü: Aristotle Onassis. Ebediyen dul olarak kalması beklenen Jacqueline Kennedy bu yüzden epey tepki çekti. Olağanüstü lüks bir hayat yaşamaya başladı. Kıyafetleri ve aksesuarlarıyla bir moda ikonu, 70’lerin modasına yön veren bir kadın idi. Scorpio Adası’nda çekilen tamamen çıplak fotoğraflarıyla büyük bir skandal yarattı. Onassis’le birbirlerini aldattıkları yolunda söylentiler çıktı. Bu evlilik Onassis 1975’de ölene kadar devam etti.
Jacqueline hayatının bundan sonraki 19 yılını daha sakin ve huzurlu bir şekilde yaşadı. Psikanalizle ilgilendi, yoga dersleri aldı, jogging yaptı, av partilerine katıldı. Birkaç yayınevinde edebiyat danışmanlığı yaptı. NBC’nin müdürlerinden biriyle, bir yazar – sinemacıyla, Daily News’den bir gazeteciyle ilişkisi oldu. Son aşkı Maurice Tempelsman Yahudi asıllı bir elmas tüccarıydı. 1988’de ilk defa anneanne oldu.
Jackie 200 milyon dolarlık bir servete sahipti. Onassis’in ölümünden sonra kendini anneliğe adamıştı. Çocukları Kennedy ailesinin uyuşturucu alışkanlığı olan, kötü bir hayat tarzı süren çocuklarına göre daha düzgün bir hayat sürüyorlardı.
Kendisine Hodgkin dışı lenfoma (Bağışıklık sistemi hücrelerinde başlayan bir kanser türü) 1994’ün Ocak ayıydı. Şubat’ta durumu kamuoyuna duyuruldu. Kızının ısrarıyla günde 3 paket sigara içme alışkanlığını bıraktı. Ailesi ve doktorları başlangıçta umutsuz değildiler, fakat kanseri agresifti ve Nisan’da yayıldı. Kemoterapinin faydası olmayacaktı. 18 Mayıs 1994’de hastaneden çıkıp evine geçti. Dışarıda ona sempati duyan insanalrdan ve gazetecilerden oluşan büyük bir kalabalık vardı. 19 Mayıs 1994 saat 22.15’de son nefesini verdi. Dini töreni vaftiz edildiği kilisede yapıldı. Aelington Ulusal Mezarlığı’na gömüldü; John F. Kennedy’nin ve bebekken ölen 2 çocuğunun yanına.
Jackie (2016) için tıklayın
