Yaşadığımız çağda eli yüzü düzgün bir işte çalışmak isteyen kişinin İngilizce bilmesi artık bir zorunluluk. Hatta tek başına İngilizce bilmek, başka donanımlar olmadan yeterli bile değil. Sıradan bir devlet okuluna gidip de yabancı dil öğrenmek de imkansız gibi bir şey. Bu durumda insan başka çareler düşünüyor ister istemez; kendi kendine İngilizce öğrenmeye çalışmak, özel öğretmen tutmak, kursa gitmek gibi. Peki, kursa giderek İngilizce öğrenilir mi acaba? Binkelam için hazırladığım bu yazıda size bu konuyla ilgili olarak yaşadığım şeyleri anlatacağım.
Ülkemizdeki eğitim sistemin eksikliklerini yazmaya kalksak sayfalar dolar. Eğitim sisteminin yabancı dil konusundaki eksikliklerini tamamlamak için ülkemizin dört bir yanında İngilizce kursları bulunuyor. İşin içine girince bu kursların çok büyük bir pazar oluşturduğunu gözlemliyorsunuz. Kalabalık caddelerde yürürken “İngilizce öğrenmek ister misiniz” diyerek broşür dağıtan insanlarla muhakkak karşılaşmışsınızdır. Ya da toplu taşıma araçlarındaki ayaktaki yolcuların tutunma kollarına “1 haftada İngilizce konuşmak ister misiniz” ilanları da gözünüze çarpmıştır. Birçok internet sitesinde Google reklamları olarak şu kadar sürede İngilizce öğrenin, şöyle kolay öğrenin, böyle rahat öğrenin gibi ilanlar cezbedici oluyor. 1 haftada Amerikan dizi ve filmlerini altyazıya ihtiyaç duymadan izleyebilecek seviyede İngilizce öğrenme olasılığı kulağa hoş geliyor ama durum bu kadar basit değil. Kursa giderek İngilizce öğrenmek istediğiniz zaman böyle hayaller kuruyorsunuz işte. Aslında bunlar gerçekleşemeyecek hayaller de değil. Ama bunun için kendinizi zor bir yolculuğa, bu yolda emek vermeye, zaman harcamaya, kafa çalıştırmaya hazırlamalısınız.
Benim İngilizce kursu maceram patronumun bana İngilizce öğrenmeyi dikta etmesiyle başladı. Kurs ücretini de patronum ödeyince bayıla bayıla Türkiye’deki en iyi olmasa bile en meşhur İngilizce kursuna kaydoldum. Kaydolurken öyle bir gaza geldim ki kursa gidecek ve birkaç ay sonra şakır şakır İngilizce konuşmaya başlayacaktım. En büyük hedefim de Amerikan filmlerini Türkçe alt yazıya ihtiyaç duymaksızın anlayarak izleyebilmekti.
Ancak kursa başlayınca bu hayalin hiç de kolay bir şey olmadığını anladım. Ben kursu çok eğlenceli bir olay sanıyordum ama bildiğimiz okul gibi bir şey çıktı. Yanlış anlaşılma olmasın kurs çok kötüydü demek istemiyorum ama sadece ders olayının sıkıcılığından bahsediyorum. Dışarıda gezmek varken günün belirli bir saatini ders yaparak geçirmek hiç de eğlenceli bir şey değil. Halbuki dışarıdan bakınca İngilizce kursları çok eğlenceli gibi görünüyor. Bu sıkıcılığın yanı sıra derslerin yavaş ilerlemesi de insanın dil öğrenme konusundaki isteğini kırıyor. Mesela ben kursa başlangıç seviyesinden başladığımda sınıfımız tam 24 kişiydi. Hatta sınıf arkadaşlarımızla kurs yönetimine sınıfların çok kalabalık olduğu konusunda şikayette bulunduk.
Yönetim ise bu sorunu en kısa zamanda çözeceğini söyledi ama onların çözmesine gerek kalmadı. Zira kursa katılım iki hafta içinde kendiliğinden yarı yarıya düştü. Evet insanlar bir anda kursa başlayacağım ve jet hızıyla dili öğrenip bitireceğim diye düşünüyor ama koskoca bir lisanı öyle çabucak öğrenmek kolay olmuyor. İlmek ilmek dokumak gerekiyor bir yerde. Bu durum da bizim kolaycı yapımıza biraz ters geliyor ve insanlar bu şekilde dil öğrenmenin imkansız olduğunu düşünüyor.
Başlangıç seviyesi kurunu bitirdiğimde kursta benimle birlikte sadece 7 öğrenci kalmıştı. Biz sabredip ikinci seviyeye geçtik ve bu kurda da sınıfımız 23 kişiydi. Bu 23 kişinin 7’si bizim başlangıç seviyesinden gelen öğrencilerdi. Diğerleri ise bir şekilde başlangıç seviyesini halletmiş ve kursa ikinci seviyeden başlamış insanlardı. Bu kişiler de sınıfa ilk girdiklerinde kalabalıktan şikayet etseler de bir iki hafta sonra sınıf mevcudu yine yarı yarıya düştü.
Ben bu şekilde tam en ileri seviye olan 6. seviyeye kadar geldim. Benden başka da son seviyeye gelen olmadı. Öyle ki son seviyede sadece 7 kişiydik ve kurs yönetimi mevcudun azlığından ötürü yeni kur açmamak için çok direndi. Ama ısrarlarımıza dayanamayıp açtı. Kurstaki hocalar birinci seviyeden son seviyeye kadar gelen tek öğrenci olduğum için bana survivor diyorlardı. 7 Kişi başladığımız son seviyeyi de 2 fireyle 5 kişi bitirdik ve İngilizce kursu maceram da burada bitti.
Sonuç: Kursa giderek İngilizce öğrenmek konusunda başarı sağladım mı evet sağladım. Her ne kadar Amerikan filmlerini alt yazısız izleyemesem de İngilizcede kendimi bir hayli ilerlettim. Bu yazıyı da şunun için yazdım. Bir şekilde okulda veya başka bir şekilde İngilizce öğrenememişseniz ve İngilizce öğrenmek gerekmişse kursa gitmeden önce iki kere düşünün. Bu dili gerçekten öğrenmek istiyor musunuz ona iyi karar verin. Bilmem kaç günde İngilizce öğretiyoruz tarzı reklamlara asla inanmayın. Şunu unutmayın ki en iyi İngilizce kursu bile size ancak bu dili öğrenmede yüzde 30 civarı katkı sağlayabilir. Gerisi sizin kendi bireysel çabalarınıza kalmış bir şey.
İlla ki bir kursa gidip denemek istiyorsanız kursun tamamı için para vermek değil de önce sadece başlangıç seviyesi için anlaşmak çok mantıklı. Çünkü birçok kurs İngilizce kursuna gelenlerin bir yerden sonra vazgeçtiklerini bildiğinden kursun tamamını satmaya çalışıyor ve vazgeçildiğinde de para iadesi yapmıyorlar. Benim gittiğim kursta 6 seviyede en az 50 kişinin paraları bu yolda heba oldu ki hiç de küçümsenecek rakamlar değil.
Bir hevesle İngilizce kursuna giden insanlar kursta İngilizceyi değil de kursa giderek İngilizce öğrenmenin hiç de kolay olmadığını öğrenip paralarını harcıyorlar.
Tabii kursa giderek İngilizce öğrenmek hepten imkansız demeye çalışmıyorum. Sadece göründüğü gibi kolay ve zahmetsiz değil onu anlatmaya çalışıyorum. İnsanlar ben kursa yazılacağım bir dünya para vereceğim kurs bitince de dili öğrenmiş olacağım zannediyorlar ama bu o kadar da kolay değil. Sadece İngilizce için değil bütün diller için geçerli bir kuraldır bu. Öğrenilmek istenen dilin konuşulduğu ülkede belli bir süre bulunmadan bir dili öğrenmek çok zahmetli bir iştir.
O yüzden kursla bu dil işini halletmek istiyorsanız bunları göze almalısınız. Kısmetse bir başka yazıda da bu dili öğrenmek için bazı tavsiyeler yazacağım. Dediğim gibi, kursta İngilizce öğrenmek zordur ama hepten de imkansız değildir.
