Makale Yazarlığı; Geldiğim Nokta, Tecrübelerim ve Tavsiyelerim

İnternet sitelerinde özgün içerik bulunmasının daha önemli, avantajlı ve saygın hale gelmesiyle beraber ortaya çıkmıştır sanırım bu evden makale yazarlığı işi. Benim başladığım ne kadar oldu hatırlamıyorum şimdi, aşağı yukarı 2.5 yıl olmuştur sanırım. Bu işten nasıl haberim olduğunu bile hatırlamıyorum, nasıl olduydu; kışın fazla boş kalıyordum ve ‘ne yapabilirim?’ diye Google’ı gözden geçirirken düştü bir şekilde önüme.

Makale yazarlığı yapmaya başladığım ilk yer piyasadan makale siparişleri toplayan ve bunları anlaştığı yazarlara yazdıran bir şirketti. Şimdi aldığımdan daha düşük bir ücretle yazıyordum o zaman. Ama bunu büyük bir üzüntüyle falan söylemiyorum, şartlar başkaydı. Ben, bırakın seo uyumlu makale yazmayı Word belgesini açmayı bile bilmezdim. İşin raconundan, kurallarından, piyasasından, fiyatından, her şeyinden habersiz bir şekilde başladım. O firmadaki 2 kişi sabırla bana bir şeyler öğrettiler. Bende bir ışık gördüklerini biliyordum; kompozisyonum iyidir benim, belli başlı yazım kurallarını da bilirim. Ben onlara epeyce yazı yazdım, onlar bana epeyce bir şeyler öğrettiler. Ve sen yazacak olduktan sonra durmadan sipariş veriyorlardı, bir işi bitiriyordun bir başkası geliyordu mailine.

Bir süre böyle gitti. Sonra işler yavaş yavaş değişmeye başladı. Oraya da gelicem ama arada söylemek istediğim başka şeyler de var. ‘Geleceğim’ yerine ‘gelicem’ yazmak vb. bazı hafiflikler sadece kendi sitemde ve bloglarımda yaptığım bir şeydir. Kendi alanlarımda daha serbest yazıyorum, bazen konuşma diliyle yazıyorum, kafama göre geyik yapıyorum, araya bir şeyler katıyorum ama müşteriler için yazdığım yazılarda asla yapmam bunu; siz de yapmayın. Ancak müşteri özellikle böyle bir şey isterse olabilir. Kaldı ki kendi alanınızda da her konu için yapılmaz.

Kötü müşteri vardır evet, fakat insana saçını başını yoldurtacak özgün makale yazarı tipi de vardır.

İlk yazılarımı yazdığım şirkette çalışan 2 kişiyle aramda o zamanlar bir nevi sanal arkadaşlık oluşmuştu. Onlar sipariş veriyorlar, sen bir şeyler soruyorsun falan filan. Sıklıkla görüştüğüm bir kadın vardı, yazarların verdikleri yazıları düzeltiyordu. O arada bana birkaç yazı örneği de gösterdi ki yemin ederim yok böyle bi rezillik! Bakın şimdi; ben makale yazarlığı işinin acemisiydim ama yazılı ifademin düzgün olduğuna, temel yazım kurallarını bildiğime güvenerek atlamıştım o işe. İyi kötü dayandığım bir şeyler vardı yani. Bir insan, yazabilirliği o yazılarda gördüğüm kadarsa, imla bilmiyorsa bu işe girişmemeli. Yazıda kalite arayan kimseye yutturamaz o şekilde kendini, ancak kendisi de bir yazıyı bu açıdan değerlendirecek kapasitede olmayan veya ‘siteme yazı eklensin de ne olursa olsun’ diye düşünen birini hoşnut edebilir.

Sonuç; yazmaya ilginiz, yeteneğiniz ve sevginiz yoksa; yazılı ifade yeteneğiniz yoksa bu işe girişmeyin bence; yapamazsınız. Uzun vadeli, devamlı olarak yapamazsınız; müşteri bağlayamazsınız, durmadan yeni müşteri aramanız gerekir. Sitelere giren ziyaretçiler yazıları okuyor veya okumuyor olabilirler ama sitedeki yazılar okuyacaklarını var sayarak yazılmalı. Ziyaretçi okuduğunu anlamalı, bir konuda bilgilenmek istiyorsa bilgilenmeli. Yazacağı yazılar için o sekmeden bu sekmeye zıplayan biri olarak çok siteden ‘bu ne yaa, bu nasıl yazı, böyle ifade mi olur?’ diyerek çıkmışlığım vardır. Sizin yazılarınız da öyle bir yazı olur işte.

Ha, buna aldırmayabilirsiniz belki. Makalenizi yazın, paranızı alın, o size yetebilir. Ama o zaman da benim geldiğim noktaya gelemezsiniz. O nokta şöyle bir yer oluyor; birine yazı yazıp teslim ediyorsunuz, paranızı alıp bir süre sonra unutuyorsunuz ama birkaç hafta veya birkaç ay sonra bakıyorsunuz ki size mail atmış. Yine yazıya ihtiyacı var, yine sizden istiyor. Fena mı? Sizi başkalarına tavsiye eder bazı müşterileriniz veya bir arkadaşlarına makale lazımsa size sorarlar müsait misiniz diye; fena mı? 1 yıldan uzun zamandır yazdığım müşterilerim var, bir tanesi yazsam daha da yazdıracak da benim o kadar boşluğum yok. Kendi yazı işlerim var, başka müşterilerim var, yarı zamanlı olarak bir iş daha yapıyorum vesaire. Bunları övünme olarak almayın, emin olun ki değil. Bunları; işi doğru dürüst yaptığınız takdirde devamlı müşterileri olan, böyle bir iş var olduğu ve kendisi bunu yapabildiği sürece önü açık olan bir özgün makale yazarı haline gelebileceğinizi anlatabilmek için yazıyorum.

Seo uyumlu makale yazma işini kavrayın, ‘dahi’ ve soru eklerini ayrı yazmak gibi şeyleri bildiğinizden emin olun.

‘Dahi’ anlamındaki de, da eklerinin ayrı yazılması; soru eklerinin ayrı yazılması, özel isimlerin baş harfinin büyük olması, onlara gelen takıların kesme işaretiyle ayrılması falan; bunlar en basit yazım kurallarıdır. Yine de birçok insan bunları bilmeyebilir ama makale yazarlığı yapmak iddiasıyla yola çıkan biri değil. Öyle birinin bunları bilmemesi komiktir, ayıptır. Hepimizin eksiklikleri var, benim de bilmediğim veya yanlış bildiğim şeyler var; bir kuşkuya düştüm mü Google’a soruyorum. İnternet elinizin altında, neyi merak ediyorsanız sorun, öğrenin. ‘Mokasen’ ve ‘mokasen’ kelimeleri arasından doğru olanın ‘mokasen’ olduğunu dün akşam bir yazı hazırlarken Google’a sorarak öğrendim mesela. Yazım kuralları değişebiliyor, insanın unuttuğu şeyler oluyor, bilmediği şeyler oluyor. Bakın, doğru olan neyse onu yapın.

Makalede seo uyumu meselesine gelince; bu aşağı yukarı şudur: Makalede bir anahtar kelime vardır ve bu makalenin ana konusuyla ilgili bir sözcük veya sözcük grubudur. Bir de etiketler vardır ki onlar da yazının konusuyla ilgili, yazının içinde geçen, onları arama motorlarına yazan insanların yazdığınız yazıya varmasına yardımcı olacak ifadelerdir. Anahtar kelime, genel bir ortalama vermek gerekirse 100 kelimelik bir yazının içinde 1 kere geçer. Ama yazı uzadıkça yoğunluğu azaltılır; ben 600 kelimelik bir yazı yazacaksam anahtarı 6 kere değil 3-4 kere kullanırım mesela.

Bir örnek vereyim; ‘bohem tarzı giyim’ konusunda 300 kelimelik bir makale yazacaksınız mesela. Yazının içinde en fazla 3 kere (bence 2 de olur ama müşteriye yazıyorsanız onun isteği esastır) bu ifadeyi geçirirsiniz ve birbirlerine çok yakın olarak değil, dengeli bir aralık vererek geçirirsiniz. Etiketlere gelince; böyle bir yazının içinde, yazı akıp giderken etiket olabilecek bazı ifadeler kendiliğinden belirir zaten veya da siz belli etiketleri kullanırsınız. Ne olabilir mesela; bohem hayatı, bohem tarzı çanta, püsküllü yelek, maksi etek, uzun etek, saç bandı, kilim desenli çanta…gibi ifadeler. Bunların hepsi de bohem giyim tarzıyla ilgilidir, o giyim tarzının unsurlarıdır. Ve aynı zamanda insanların arama motorlarına yazıp aradıkları şeylerdir. (Bunu kullanmayı düşündüğünüz ifadeyi arama çubuğuna yazarak test edebilirsiniz emin değilseniz. Belki düşündüğünüz o ifade sizin düşündüğünüzden farklı bir şekilde aranıyordur.)

Müşterinize teslim edeceğiniz dosya ve klasörleri özenle hazırlayın.

Yazdığınız makaleye 1,3,5; kaç taneyse artık, görsel ekleyecekseniz bunları yazının sonuna değil ayrı bir klasöre koyun. Ben bilmezdim bunu mesela, bir müşterim söyledi de öğrendim. Eklediğiniz resimlerin üstünde kaşe, damga vb. şeyler olmamasına dikkat edin.Sonra yazı dosyasını da o klasöre koyun, dışına yazının başlığını ve kelime sayısını (hesap açısından) yazın. Yolladığınız yazıda hiçbir hata olmasın, siz dalabilirsiniz ama Word birçok yazım hatasını gösteriyor, onları düzeltin. Anahtar kelimeyle etiketleri kalınlaştırın, müşteri onları kullandığınızı görsün. Bunlar genel doğrulardır, müşteriniz farklı bir şey isterse onun söylediği şekilde yapın.

Aranan, iltifat alan, kolayca iş bulan bir makale yazarı olmak istiyorsanız hile yapmayın.

İnsanlar size sitelerine özgün yazılar hazırlamanız için para veriyor, copy-paste yapmayın. Önünde sonunda elinizde patlar, kaldı ki birçok alıcının elinde bunu ölçen araçlar var. Çalışma tarzınıza, hızınıza, algı seviyenize, yazma yeteneğinize, ayırabildiğiniz zamana bağlı olarak bu işten illa ki şu veya bu kadar para kazanırsınız şimdiki halde. Bu kazancın sürekli olmasını ve devamlı müşteriler edinmeyi istiyorsanız dürüst olun, kolay yola sapmayın.

Makalelerinizi üç otuz paraya satmayın.

Makale yazarlığına epeyce bir zaman ayırıyorsanız bu işin insanın gözlerini ve beynini nasıl yorduğunu, sırtını nasıl kamburlaştırdığını, bazen nevrini döndürdüğünü bilirsiniz. Emek veriyorsanız emeğinizi piyasanın çok altında fiyatlarla vermeyin. Bu sadece başkalarının emeğine değil kendi emeğinize de saygısızlıktır, eğer işi çapaçul bir şekilde yapmayıp gerçekten emek veriyorsanız. Bazı kişiler makale yazarak para kazanmak olayının çok kolay olduğunu, kendisinin parmağının kıyısıyla günde on yüz bin tane makale yazdığını blablabla…böyle bir şeyler söylerler ama sizi temin ederim ki işin hakkını vererek ve devamlı olarak yapıyorsanız kolay iş değildir. Ben yazı yazmakta, okuduğu şeyi kavramakta zorluk çekmeyen biri olarak söylüyorum size bunu. Bu yüzden, işi layıkıyla yaptığınıza inanıyorsanız değerini o çok fazla düşürmeyin.

Şunu söyleyeyim size; benim müşterilerim isteseler bana yazdırdıkları konuları daha düşük fiyata yazacak insanlar bulurlar. (Bundan çok yüksek fiyatla yazı yazdığım sonucunu çıkarmayın; belli başlı webmaster sitelerinde telaffuz edilen alt limitin aşağısına düşmüyorum, bazen onun biraz üstünde bir fiyata yazıyorum. ) Neden bana yazdırıyorlar bu durumda sizce? Çünkü yazını hilesizliğinden eminler, copy-paste yapmayacağımdan ve anlaşılır yazılar yazacağımdan eminler, en azından temel imla kurallarını uygulayabileceğimden eminler. Yani: Siz iyi yazabiliyorsanız, kuralına uygun yazabiliyorsanız, müşterinin güvenini sağladıysanız o müşteri sizi tutar. Yazı başına şu kadar daha az ödemek adına sizi harcamaz çünkü işinizi beğenmektedir. Beğenilecek iş çıkarın ve fiyatını yerlerde süründürmeyin, yazıktır.

Ve bir noktada kendi web sitenizi işletme aşamasına gelirsiniz – gelebilirsiniz.

Heh, ben şimdi o noktadayım işte. Evden makale yazarlığı işine başladığım ilk zamanlarda aklıma bile gelmezdi. Sonra sonra birkaç müşterim bunu yapabileceğimi söylediler ama ben yine de güvensizdim. Sonra ne oldu; bilmiyorum ki, bir şeyler birbirini takip etti ve ben Binkelam adıyla bir web sitesi açtım. ‘Alamıycam herhalde’ diye fenalıklar geçirdiğim bir süreçten sonra Google Adsense hesabı alabildim. Ama halen pin kodum elime geçmedi o ayrı mesele, o da olacak inşallah.

Şimdi bu siteyi yürütüyorum ve ayrıca birkaç bloğum da var. Müşteriler için yazmayı oldukça azalttım zira zamanımın bir kısmını kendi sitelerime ayırmam gerekiyor. ‘Müşterilere yazdıklarımı kendim için yazsaydım şimdi bu kadar değil de şu kadar içeriğim, ona göre de ziyaretçim olurdu’ diye düşünüp sinirlendiğim zamanlar oldu. Ama bütün bağlantılarımı kesmedim ve eskisinden daha az olsa da başkaları için de yazıyorum. N’olur n’olmaz, insan site işini kıvıramaz, bir aksilik olur vesaire. Hem o yazıların gelirime de katkısı var tabii, kendi sitem henüz emekleme devresinde. Ayrıca tanımaktan gayet memnun olduğum müşterilerim var, bağları tamamen koparmanın gereği yok.

Böyle işte şimdilik. (: