Louika ve Yanni Yunanistan’ın Andros Adası’nda tanıştılar. Oraya tatilini geçirmek için gelmiş olan Yanni’nin aklı New York’taki işinde kalmıştı, bu yüzden biraz erken dönmeye karar verdi. Fakat planladığı uçuş iptal edilince fikir değiştirdi. Bir gece gittiği bir bardan çıktığında, yandaki kapıdan çıkan Louika ile karşılaştı. O anda ona daha sonra Santorini Adası’nda muhteşem bir evlenme teklifi yapacağı aklının köşesinden bile geçmiyordu tabii.
Yanni’nin gözleri ona doğru kaydı ve bakışları birleştiği zaman zamanın da, dünyanın da durduğunu hissetti. Ona doğru yürüyüp merhaba dediğinde Louika da aynı şekilde karşılık verdi. İkisi de birbirlerinden etkilenmişler, sanki o anın içinde mahsur kalmışlardı. Biraz konuştular, birbirlerinin telefon numaralarını aldılar ve ertesi gün buluşmaya karar verdiler.
Yanni adanın karşı kıyısında kalıyordu. Ertesi gün onunla buluşmaya gideceği için epey heyecanlıydı. Sabah olunca arabasının aküsünde bir sorun olduğunu fark etti. Üstelik adadaki tek teknisyen de tatildeydi.
Şansa bak diye düşündü ve başka bir araba buldu. Fakat arabanın yasal evrakları tamam değildi. Bu riski göze almaya karar verdi. Louika ve onun en iyi arkadaşı Eleni ile buluştu, beraberce okyanus manzarasına karşı güzel bir akşam yemeği yedikten sonra içki içmeye gittiler.
Louika ile arasında apaçık bir çekim vardı ve gecenin bir yarısında, onun sevebileceği tek kadın olduğuna karar verdi. Dans ederlerken onun kulağına, bir gün onunla evleneceğini fısıldadı. Louika ona sarılıp öptü.
Ne yazık ki tatili sona ermişti ve ertesi sabah Atina’ya dönecekti. Bundan sonra Atina Yanni için uzak bir yer değildi, fakat o sırada New York’a dönmesi gerekiyordu.
Oraya döndükten sonra kız aklından hiç çıkmadı. İşine ve çevresindekilere odaklanamıyordu, aşık olmuştu. 1 ay sonra Atina’ya gidip Louika’nın karşısına çıkmaya karar verdi.
Onun çalıştığı eczaneye girdiği anda Louika bir müşteriye yardımcı oluyordu. Yanni’yi gördüğü zaman şoka girdi. O donmuş haldeyken müşterisi hala reçetesi hakkında konuşuyordu. Yanni bu yaptığının onu güldüreceğini mi, yoksa bir kalp krizi geçirmesine mi yol açacağını bilemiyordu.
1 yıldan fazla süreyle bir uzak mesafe ilişkisi yaşadılar. Kolay değildi, ama her anına değerdi. Yanni, her şeyin bir nedeni olduğunu düşünüyordu. Yapacağı uçuş iptal edilmemiş olsaydı ruh eşi olduğuna inandığı Louika ile tanışamayacaktı.
Ona bir sürpriz evlilik teklifi yapmak için 17 Ağustos gününü seçti, 1 yıl önce tanıştıkları günü. Louika’ya bu tanışma yıldönümü için özel bir program yaptığını ve kendine güzel bir elbise almasını söyledi. Planı ona Santorini’de evlilik teklifi yapmaktı ama sevgilisi adadaki bir restoranda romantik bir yemek yiyeceklerini zannediyordu.
Louika, Phosart Photograpy tarafından yapılacak çekimler hakkında bir şeyler duydu ama bunların yıl dönümü fotoğrafları olacağını düşündü. Fotoğrafçılarla buluşup mükemmel çekimler için farklı yerlerde dolaşırlarken, Louika, Yanni’nin ne kadar heyecanlı ve gergin olduğunu fark etmedi.
Organizasyon çok güzeldi. İnsanların Santorini’de gün batımını seyretmek için gittiği yere gittiler. Adaya Atina’dan getirtilen 4 müzisyen onların şarkısını çaldı: Calvin Harris: How Deep Is Your Love? (Aşkınız Ne Kadar Derin?)
Planlamacılar zemine güller ve mumlarla bir kalp figürü yapmışlardı. Yanni o kalbin ortasında diz çöktü ve Louika’ya sordu: Benimle evlenir misin? Sevgilisi ona “Evet” derken çevredeki insanlar tezahürat yaptılar ve onları alkışladılar.
