Herhalde 4-5 kere seyretmişimdir orijinal ismi In Secret olan Sırlar İçinde filmini. Belli bir arayla aynı filmi tekrar seyretmek çok nadir yaptığım bir şey değil, bunun sebebi de her zaman filmi çok beğenmem olmuyor aslında.
Belki 1 yıldır şöyle bacaklarımı uzatıp film izlememişimdir ben, takı yaparken seyrediyorum ve bu yüzden birçok şeyi kaçırıyorum. İkinci izleyişimde ilkinde kaçırdıklarımı yakalıyorum, üçüncü izleyişimde ikincide kaçırdıklarımı falan; böyle enteresan bir film seyretme tarzım var. Kışın sadece film seyrettiğim de oluyordur ama yazın daima bir yandan da takı yapıyorum. Sırlar İçinde’yi geçenlerde bir kere daha seyrettim ve hakkında bir yazı yazayım artık dedim, etkileyici bir film bana göre.
1860’larda Paris’te geçen filmin ana karakterleri son derecede dominant karakterli orta yaşlı bir kadın olan Madam Raquin, onun zayıf bünyeli hasta oğlu Camille, yanlarında barınmak zorunda kalan kız yeğeni Therese Raquin ve ve Camille’in arkadaşı Laurent’den oluşuyor. Olaylar galiba Paris’e çok uzak olmayan bir taşra kasabasında ve Paris’te geçiyor. Yer yer ağır ama bana göre sıkıcı olmayan bir akışı olan filmin aksiyonları erotizm, zina ve cinayet olarak sayılabilir.
Madam Raquin çok baskıcı bir kadın, bunu sıcak ve şefkatli bir ses tonu ile birtakım şirin tebessümlerin ardına gizlemeye çalışıyor ama durum gizlenecek gibi değil. Zaman ilerleyip ikisi de genç bireyler haline gelince oğluyla yeğenini evlendiriyor. Camille orada bir iş bulunca hep beraber Paris’e taşınıyorlar, orada bir ev ve bir tuhafiye dükkanı açıyorlar. Bir sosyal çevreleri oluyor bu arada, birileriyle toplanıp kağıt oynayıp muhabbet ediyorlar ve bir gün Camille bu toplantılardan birine Laurent’i getiriyor. Bir süre sonra Therese ve Laurent arasında bir ilişki başlıyor. Gayet ateşli bir şekilde başlayan bu ilişki zaman içerisinde dramatik noktalara gidiyor; Camille öldürülüyor, Therese büyük bir vicdan azabı çekmeye başlıyor vesaire…
Sırlar İçinde düşündürücü bir film; seyrederken bir sürü şey geldi aklıma. Mesela Therese kendisinin fikri hiç alınmadan, duygularına zerre kadar önem verilmeden, bunu istemediği halde kuzeniyle evlendiriliyor. Madam Raquin bunun için kendince ve o zamanların, o yerin şartları çerçevesinde mantıklı bir sebep gösteriyor ama neticede kız hiç istemeden evleniyor yani. Kız eşine iyi davranmaya, onu sevmeye gayret ediyor aslında ama o genç ve sağlıklı, Camille ise hassas bünyeli, çabucak yorulan bir arkadaşımız ve kızın cinsel taleplerini, cinsel oyunlar yapma denemelerini falan geri çeviriyor, ona eşlik edemiyor bu açıdan.
Laurent bir piyasaya çıkıyor, genç, sağlıklı, enerjik, ağzı laf yapıyor falan; Therese’in ondan etkilenmemesi düşünülemez-etkileniyor da zaten. İkisi, aslında daha çok Laurent fişekliyor ve yapıyor bunu; özgürce ve rahatça beraber olmak için Camille’i öldürüyorlar. Ondan sonra işler değişiyor; Therese olaydan çok etkileniyor, büyük vicdan azabı ve rahatsızlık duyuyor, kabuslar görüyor. Daha önce Laurent’ı gördüğü yerde üstüne atlayan kadın isteksiz, keyifsiz, hep sıkıntılı, hep üzgün dolaşan birine dönüşüyor. Laurent ise ondan daha rahat görünüyor. Rope (Ölüm Kararı) filmini aklıma getirdiydi bu durum, orada da 2 erkek bir cinayet işliyorlardı ve sonrasında biri gayet rahat, diğeri ise suçluluk ve sıkıntı içindeydi.
Filmin bir noktasında Paris’i terk edip geldikleri yere geri dönme kararı alıyorlar mesela, Therese’e bir şey soran yok. Kızın kaderi tamamen teyzesiyle yeğeninin elinde, akşam yemeğine ne pişirileceğine bile karar veremiyor; sinir oldum. Teyzesine çok sonra söylediği bazı sözlerde çok haklı, hayatını çalıyorlar kızın; gençliği, enerjisi, potansiyeli; her şeyi bir nevi sindiriliyor. Ailesi olmayan genç ve güzel bir kızın idare edilmesi ve korunması meselesi var, kötü yollara düşmemesi meselesi var falan, tamam da; yine de kızın büyük bir haksızlığa uğradığını düşünüyor insan, hayatı üzerinde hiçbir inisiyatifi yok, ne fena bir şey.
Seyretmeyenlere tavsiye ederim ben In Secret filmini; yazıyı okudunuzsa aşağı yukarı fikriniz de olmuştur, size göre olup olmadığını çıkarabilirsiniz. Madamı canlandıran Jessica Lange çok etkileyici, çok güzel bir oyunculuk sergiliyor; döktürüyor hatta. Mekanlar ve kıyafetler dönemi gayet iyi yansıtıyor.
Dram, suç, gerilim ve erotizm unsurlarını barındıran bu 101 dakikalık filmin yönetmeni Charlie Stratton. Başrol oyuncuları ise Jessica Lange, Elizabeth Olsen, Tom Felton ve Oscar Isaac.
