CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Meclis Üyesi Veli Ağbaba 22.08.2016’da Gebze’de “Tek gündem maddeli yerel ölçekli basın toplantısı düzenleyelim. Ulusal basın bizi yazmıyor, yerele yüklenelim. Gündem maddesi de 15 Temmuz olsun” tarzında bir program düzenledi.
Veli Ağbaba’ya galiba Akyazı – Kadıköy arası E5 güzergahı tüm ilçeleri verdiler.
Veli Ağbaba, CHP Gebze İlçe Başkanı Recep Dursun tarafından basına geçilen mesaja göre 16.30, CHP Gebze İlçe sekretaryası tarafından yapılan açıklamaya göre 17.00, “Ben buradaki toplantının 17.30’da başlayacağını sanıyordum” diyen Veli Ağbaba’ya göre 17.30’da başlayacak toplantıya 18.00’i birkaç dakika geçe başladı.
Heyhat, partililer ile birlikte basın 16.30’da CHP Gebze İlçe Örgütü binasında kümelenmişti bile.
Basın Hariç Herkesle Konuştu
Recep Dursun’a, “Ya, 16.30’da başlamayacak mı?” diye sordum. “Basınla sohbet ederiz diye öyle mesaj attım. Kötü mü olmuş?” deyip basın hariç herkesle sohbet moduna geçti.
CHP Gebze’nin emektar emekçilerinden Gülümser arkadaşa sordum. “Abi ben basına 17.00 diye geçtim. Başkan 16.30 diye geçtiyse bilemem.” buyurdu.
Bu arada partililer homurdanmaya başladılar hafiften. İsmi lazım değil yerel basında fotoğrafının çıkmasından çok hoşlanan bir arkadaş şahsıma, “Fotoğrafımı çekip ‘CHP’liler beklerken’ haberi yazsana” dedi. Hayır, zaten ben de sinir olmuşum. “Tamam. Sen sayfadan yer beğen. Ona göre fotoğrafı dik mi çekeyim yan mı çekeyim bileyim” demeye niyetlendim, demedim.
AA ile İHA’nın Haber Aşkı
17.45 suları basın artık kızdı. Salonda yerel basından arkadaşlarla birlikte İHA ve AA için çekim yapacak arkadaşlar da vardı. “Hep birlikte terk edelim” önerisinde bulundum. İHA’cı arkadaş kabul etti ama AA’cı ‘görev aşkıyla’ bırakmıyor. Halbuki her iki ajans da sadece çekim yapacak. Ola ki kavga gürültü çıkar da Veli Ağbaba hükümete yönelik olarak +18 derecesini zorlayan atar gider yaparsa İHA ile AA haberi servis edecek. Sistem AA’da tıkandı. AA, “Ben gitmem” diyor. İHA’cı, “AA giderse ben gitmem” diyor. Yerel basın da, “Ajanslar çıkmazsa biz de çıkmayız” diyor. Veli Ağbaba protestonun direğinden döndü mü, döndü. Şüphe yok ki partiye çalışma raporu verecek. Akyazı – Kadıköy güzergahının yerel basını en dinamik, en baba ilçelerinden Gebze’de basından protesto yemiş. Neyse, sıyırdı.
“Gebze İl Olmalı” Diyecekti ki…
18.08 gibi CHP İlçe Başkanı Recep Dursun konuştu. Toplantı vaktinde başlasa 15 dakikadan aşağı mikrofonu bırakmazdı. Koşullar onu gerçekçi olmaya itti. 18.10 gibi mikrofonu Veli Ağbaba’ya verdi. O esnada basın fotoğraf konumunda. Ağbaba trafiğin yoğunluğundan, trafik açısından Gebze’nin İstanbul’u aratmadığından falan girizgah yaptı. “Yersek” rötarı trafiğe kilitleyecek diye düşündüm. Hani bıraksan tek gündem maddeli basın toplantısında popüler konuya yatay geçiş yapıp, “Gebze il olmalı. Hak ediyor canım” falan diyecek. Galiba masadan biri ayağını dürtükledi. “Biraz geciktim…” deyince o anda foto muhabiri konumunda olan şahsım gayri ihtiyari , “1.5 saat mi biraz…” demiş bulundum. Toplantı kısa süreliğine kitlenip akışında devam etti.
Muharrem İnce Ses Kayıt Cihazsız Dinlenmemeli
CHP’nin önde gelen isimlerinden Muharrem İnce sevdiğimiz bir abimizdir. CHP’nin hangi kanadından olduğu falan ilgilendirmez beni. Geçtiğimiz yıllarda yerel seçim döneminde CHP Çayırova Belediye Başkan Adayı Timur Koç için Çayırova’nın Cumhuriyet (Şekerpınar) Mahallesi’ndeki konutlar mevkiine geldiğinde 1.5 saat kadar o da takmıştı. Hava yağmurluydu. Dikkat ettim. Kimse meydanı terk etmedi. “Aha” dedim. “CHP’nin potansiyel genel başkan adayı…”
Muharrem İnce’yi daha önce de canlı dinledim. Tecrübeliyim. Ses kayıt cihazı getirdim. Şunu belirtmek istiyorum, çok zeki. Çok seri şekilde akıl almaz espriler yapıyor. Şayet gazeteciyseniz işiniz hayli zor. Bir de ayakta takip ettiğim için gülmekten not alamıyorum. Ama tecrübe edindim ya. Muharrem İnce konuşmasını canlı dinlerken ses kayıt cihazını ihmal etmediğim yegane aktif siyasetçilerden biridir.
Malatya Menşeli Soruyu 10 Saniye Düşünüp Yanıtladı
Diyeceğim o ki Veli Ağbaba, 1.5 saat rötarı “biraz” diye tanımlayarak Muharrem İnce’ye nazire yaptı. Bir tek şu ayrıntıda tereddütteyim. Espri mi yaptı, ciddi miydi çelişkideyim. Vücut dili hiç espri havasında değildi. Malatya eşrafından olduğu için, o ilimizin insanlarına has, iklimin sertliğinin getirdiği tatlı sert bir yüz biçimi de var ancak Malatya basınında da sınıfta kaldı. “Malatya’da FETÖ/PDY kapsamında kapanan gazete var mı?” diye sordum. Gözünü tavana doğru dikip 10 saniye kadar sonra, “Yok” diye yanıtladı. Sanki soru Edirne’yle ilgili. Aslında milletvekillerinde il ayrımı olmaz ama bir milletvekili seçildiği ille ilgili bir soru gündeme geldiğinde şak diye yanıt vermeli. Ağbaba’nın gündemi 15 Temmuz, soru da 15 Temmuz ile ilişkili. Bir de soru memleketinden esasla gelmiş. 10 saniye, düşünmek için çok uzun bir süre bence.
İkinci Anımı Henüz Tazeyken Yazdım
Bilindiği üzere ilk anımı bir süre önce, “Köfteler nerede” başlığıyla yazmıştım. Ancak şu sıralar meslek harici yazı işlerim de yoğunlaştı. Beni de bağlayan kapatılan gazetelerin çalışanlarının sorunlarına dair tüm yazışmalar eleğimden geçti. Aslında bu Facebook sayfam için başladım ama uzadıkça adresinin Binkelam olmasının daha doğru olacağını düşündüm. Yine de ablam bilir. Laf olsun diye değil harbiden ablam bilir. Binkelam’ın her şeyi ablamgil Hilal Uslu’dur. (Bu noktada bariz bir yalakalık kokusu alıyorum. İmza: Şu anda yazıyı eklemeye çalışan ablangil Hilal Uslu.)
Anılara hayli ara verdim ama ikincisini en tazesinden seçtim. Bir sonraki anımda buluşmak üzere…