Çorap gibi basit bir şeyin yılbaşıyla, daha doğrusu Noel ile nasıl ilişkilendirildiğini biliyor musunuz? Ben bilmiyordum ama karşıma yılbaşı çorabı efsaneleri hakkında bir iki yazı çıktı, böylece öğrenmiş oldum. Öğrenmişken neden ziyaretçilerimize de anlatmayayım diye düşündüm.
Noel çorabı geleneği Avrupa ülkelerinde çok yaygındır. Çocuklar Noel çoraplarını asarlar, bazen de ayakkabılarını koyarlar ve hevesle sabahleyin onların içini hediyelerle doldurulmuş olarak bulmayı beklerler.
Başlangıçta bunun için günlük çoraplar kullanılırdı. Zamanla bu amaç için özel olarak Noel çorapları tasarlanır oldu. Günümüzde hediyelik eşya dükkanlarında veya bazı markaların koleksiyonlarında bu türden çok çeşitli çoraplar bulabilirsiniz.
Modern Avrupa kültüründe yılbaşı çorapları aynı zamanda popüler bir aile etkinliğidir. Pek çok aile, her birinde aile üyelerinden birinin isminin yazılı olduğu kişiye özel çoraplar hazırlar. Böylece Noel Baba hangi çorabın kime ait olduğunu bilir.
Bu Noel geleneği ile ilgili çeşitli inanışlar vardır. Bazı ülkelerde yıl boyunca kötü davranan bir çocuğun Noel çorabında hediyeler olmayacağı, bunun yerine bir parça kömür olacağı rivayet edilir. Birçok yerde bu çoraplara beş duyu organını uyaran bir hediye koyulur.
Geleneksel yılbaşı dekorasyonu uygulamalarında çoraplar şömineye asılır. Ancak, günümüz evlerinin çoğunda şömine bulunmadığından herhangi uygun bir yere asılabilirler.
Yılbaşı Çorabı Efsaneleri – 1
Yılbaşı çorapları geleneğinin dayandırıldığı iki efsaneden biri şöyle:
Bir zamanlar memleketi karısı ve üç kızıyla birlikte memleketi Patara’daki bir kulübede yaşayan yoksul ama mutlu bir köylü vardı.
Ancak, evin annesi bir gün aniden hastalanıp öldüğünde ailenin mutlu günleri sona erdi. Ev işlerinin bütün yükü kızlara kalmıştı, baba ise büyük bir üzüntü içinde, neredeyse istemeyerek yaşıyordu.
Kızları evlenme çağına geldiği zaman babanın morali daha da bozuldu. Çünkü onların iyi birer evlilik yapmasını sağlaması mümkün değildi. O günlerde genç kız babaları damat adayına değerli eşyalar içeren bir çeyiz sunmak zorundaydılar.
Kızlar evi temizleyip yemek yapar, dikiş dikerken çaresiz babaları da bu sorunu nasıl halledebileceğini düşünüyordu.
Aziz Nicholas (Noel Baba) o sıralarda fakir köylü kızlarını tanımaya başlamıştı. Bu babanın maddi durumunu biliyordu ve ona yardım etmeye karar verdi. O nazik bir azizdi ve yardımını gizlice yapmak istiyordu.
O gece kızlar günlük çamaşırları yıkamışlar ve çoraplarını kuruması için şöminenin üstüne asmışlardı. Lambaları kapayıp uykuya daldıkları zaman Aziz Nicholas geldi ve evin penceresinden içeriye baktı. Çoraplar ulaşabileceği bir yerdeydi. Bir tanesinin içine içinde altınlar olan bir çanta bıraktı ve evden tıpkı geldiği gibi gizlice ayrıldı.
Fakir baba ertesi sabah çantayı bulup açtığı zaman şaşkınlıktan kendinden geçecek gibi oldu. Çantanın içinde bir kızın çeyizi için yeterli miktarda altın vardı. Bu büyük nimeti kim göndermiş olabilirdi acaba?
Altınlarla büyük kızının çeyizini hazırladı ve onu iyi bir adamla evlendirdi.
Başka bir gece Aziz Nicholas yine onların evine doğru yola çıktı. Ve köylünün bir kızını daha evlendirebilmesi için yine şömineye asılmış bir çorabın içine altın bıraktı.
Kızlar ertesi sabah heyecan içinde çorabı babalarına götürdüler. Adam gözlerine inanamadı. Bu hediyeyle ikinci kızını da evlendirdi.
Baba artık bu gizemli hayırseverin kim olduğunu öğrenmek istiyordu. Ertesi gece evi gözetim altına aldı. Aziz Nicholas yine sırtında çantasıyla geldi ve pencereye doğru yürüdü. Fakir baba onu tanıdı; kasabadan arkadaşıydı bu adam. Bu nazik ve yardımsever azizin önünde diz çöktü, neşe içinde, ona bütün kalbiyle teşekkür etti.
Yoksul baba Saint Nicholas sayesinde üç kızının da evlendiğini görebildi. Bundan sonra mutlu bir hayat yaşadı.
Yılbaşı Çorabı Efsaneleri – 2
M.S. 280 yılında Likya kenti Patara’da dünyaya gelmiş olan Nicholas, soylu bir adamdı. Varlıklı anne babası genç yaşta, bir salgın sırasında ölmüşlerdi. Hz. İsa’nın ilkelerine sadakatle bağlı olan Nicholas rahip oldu ve sahip olduğu maddi varlığı fakirlere, ihtiyaç sahiplerine, hastalara ve acı çeken insanlara yardım etmek için kullandı.
Yaşamını Tanrıya hizmet etmeye adayan Nicholas genç yaşta Myra Piskoposu oldu. Cömertliği ve nezaketiyle ülke genelinde tanınan biri haline geldi. Hiçbir zaman evlenmedi ve çocuk sahibi olmadı. Fakat çocukları çok seviyordu. Sıklıkla memleketindeki çocuklara hediyeler dağıttı. Myra’nın hediye vericisi olarak tanındı.
Ülke çapında dolaşarak insanlara yardım eden, para ve başka hediyeler veren Nicholas hediyelerini her zaman gecenin geç saatlerinde veriyordu. Böylece kimliği gizli kalıyordu. Hediyelerini dağıtırken görünmekten hoşlanmıyordu. Bu yüzden ebeveynler çocuklarına çabucak uyumalarını söylüyorlardı. Aksi takdirde Noel Baba evlerine gelmezdi.
Sonunda çocukların ve denizcilerin (Denizciler ve gemilerle ilgiliydi, onlarla ilgili endişeleri vardı) azizi olarak seçildi ve Aziz Nicholas olarak tanındı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir:
Yılbaşı dekorasyonu için 10 ipucu
Yılbaşında evlenme teklifi veya bir New York masalı
