Satırlarıma, birkaç gün önce dram, gizem ve gerilim unsurlarını içeren The Harvest (Hasat) 2013 adlı filmi izlerken son derecede başarılı ve gerçekçi oyunculuğuyla beni kahreden, nefretimi uyandıran, tutup tutup duvara çalmak istediğim oyuncunun adını yazarak başlamak istiyorum: Samantha Morton. Tekerlekli sandalyede yaşayan Andy’nin otoriter, donuk, vicdansız, baya bi tuhaf annesini öyle bir canlandırıyor ki insan “Az daha canlanıp benim salona gelse de camdan aşağı fırlatsam şunu” diye düşünüyor.
Öyle bir kadın ki, kocasının hayatında başka bir kadın var, adamın az aldattığını düşünüyor insan, biraz daha aldatabilirdi. Kocası da ayrı sinir bu arada, o da az değil. Ayrıca vicdanının sözünü dinlemekle karısının her dediğine “He” demek arasında gidip gelen ve yolun büyük kısmında oyunu ikinci şıktan yana kullanan aşırı pasif koca rolünde baya iyiydi. Çocuk oyuncuların performansları da çok başarılıydı. Ama kadın bambaşkaydı.
Filmin konusu şöyle: Ergenlik çağında bir kız olan Maryann, ailesini kaybettikten sonra kırsal kesimde yaşayan büyükanne ve büyükbabasının yanına taşınır. Çevrede dolaşırken annesi doktor Katherine Young ve babası Richard Young ile beraber izole bir hayat yaşayan Andy ile tanışır. Andy odasından pek çıkmayan bir çocuktur ve tekerlekli sandalyesinde yaşamaktadır. Maryann onun odasına pencereden girmiştir.
İki çocuk hemen arkadaş olurlar. Normalde bunun Andy’nin ebeveynlerinin hoşuna gitmesini beklersiniz ama hiç de öyle olmaz. Çocuğun babası ölçülü de olsa bir yakınlık gösterirken, annesi olacak manyak, Maryann’ı oğlundan uzak tutmak için elinden geleni ardına koymaz.
Anne ve babasının evde olmadığı bir zamanda gizlice Andy’yi görmeye giden Maryann onu dışarıya çıkarır. Ancak, Katherine’in eve gelmek üzere olduğunu öğrenince telaş içinde geri dönüş yoluna koyulurlar. Maryann o gün bir süre için Young’ların evinde hapsolur ve çıkmadan önce ailenin karanlık, büyük bir sırrı olduğunu öğrenir. Bundan sonra ürkütücü olaylar birbirini izlemeye başlar.
The Harvest (Hasat) gizem ve gerilim unsurlarını içeren özgün, etkileyici ve sürükleyici bir film. İzleyiciyi kan, balta, bıçak, hortlak, kanlı bir cinayet gibi şeyleri kullanmadan geren, heyecanlandıran ve sinirlerini zıplatan filmlerden. Bir izleyici “Birinci sınıf performanslarla çok iyi bir gerilim” diye söz etmiş filmden. Bir başkası “Gergin ve rahatsız edici, ama iyi” demiş. “Samantha Morton harikaydı” diyen biri var ki kendisiyle aynı fikirdeyim.
Filmde korkunç Katherine’in kocasını Michael Shannon canlandırıyor. Maryann karakterine Natasha Calis, Andy’ye ise Charlie Tahan hayat veriyor. Büyükbabayı Peter Fonda, büyükanneyi Leslie Lyles canlandırıyor. 1 saat 44 dakika süren ve bir dakika bile sıkılmadan izlediğim The Harvest’ın yönetmeni John McNaughton.
harika tam bana göre
Sinir bozucu biraz, ama güzel de, tavsiye ederim.