Ayvalık: Ebru, Müzik, Gül Şerbeti, Çay, Likör Vesaire

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

1 haftalık bir Ayvalık, daha doğrusu Sarımsaklı – Ayvalık tatili yaptık bir arkadaşla, 2 gün olmadı daha eve geldiğim. Bu yazı o tatil sırasında tanıştığımız Turgut Alp Can, onun uğraşıları, Biz Sanat Evi isimli mekanı, ikram ettiği gül şerbeti, özenle demlendiği belli olan çayları, kendi elleriyle yaptığı bir şey likörü (Ne likörü olduğunu unuttum ama gayet lezzetliydi) ve ebru çalışmaları hakkında bir yazı olacak. 2 kere uğradık mekanına, ikisinde de keyifli saatler geçirdik. Buradan bir kere daha teşekkür etmiş olayım.

Turgut Bey’in bizi misafir ettiği film platosu – atölye karışımı mekan öyle  konforlu, lüks bir görünümlü bir yer değildi – hatta tam tersi. Nasıldı biliyor musunuz, bilmiyorsunuz tabii; havasıyla, çalınan müziklerle insanda nostaljik duygular uyandıran, sıcak, huzur veren bir havası olan, saran bir yerdi. Kapıdan girer girmez karşınıza çıkan ve bir bahçeye açılan bölüm bohem tarzı dekorasyon prensiplerine uygun bir şekilde döşenmişti. Vintage objeler ve mobilyalar vardı orada; gramofon, süs eşyaları, saat, üstü kilim örtülü eski tip koltuklar; öyle şeyler. Dışarısı sıcak ama oraya girince bir serinlik, bir ferahlık hissediyorsunuz, bahçeye geçince de öyle. Bahçede ahşap merdivenler var, onlarla çıkılan üst kat bir film platosu imiş. Biraz daha bakım, dekorasyon falan yapılsa; bahçeye birkaç masa sandalye atılsa insanların keyifle geleceği bir yer olabilir ki Turgut Bey de ortamı daha da güzel hale getirmek ve özellikle sanatsal kurslar, sergiler için kullanılacak bir yer haline getirmek niyetinde sanırım. Ayvalık sanat faaliyetleriyle tanınan bir yer zaten ve yazın o daracık, taş döşeli sokaklarında öyle güzel şeyler görüyorsunuz ki. Objelerle süslenmiş duvarlar, canlı renklere boyanmış atölye, dükkan, restoran, meyhane vb. binalar vesaire. O konuyu da ayrıca yazıcam.

Biz Sanat Evi’nin girişteki salonumsu bölümünün bir kısmı atölye – işlik tarzında; kavanozlarda boyalar, fırçalar, kalemler, öyle bir şeyler var ve onlar da dahil her şey hoş göründü bana, içimi okşadı. Fotoğraflarda, videoda göreceksiniz ki ortada olağanüstü bir şey yok ama insanın içine sıcaklık veren, eski evleri hatırlatan, mütevazı ve estetik bir hava var. Turgut Alp Can’ın çaldığı müzikler, iç baymayan Sanat Müziği şarkıları (Bazıları beni bayıyor evet, hangi tarzda olursa olsun çok ağır müziğe gelemiyorum, azıcık da olsa kıpraşacak şöyle.) türküler falan da o havayı güzel bir şekilde tamamlıyor. Huzur hissediyor insan burada, huzur çok önemli bir şeydir. “Sadece huzur istiyorum” cümlesinin bana komik gelen bir yanı vardır, sanki çok mütevazı bir şey istiyormuşsun gibi oluyor, daha ne ister insan halbuki?

Oraya konuk olma şartlarını bilmiyorum, biz bir süredir Sarımsaklı – Ayvalık civarında yaşayan bir arkadaşımızın aracılığıyla girdik içeriye, gayet de hoş karşılandık. Siz de öyle karşılanırsınız herhalde.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Ayvalık: Ebru, Müzik, Gül Şerbeti, Çay, Likör Vesaire

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni yazılardan haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

2 Yorum

  1. 7 Eylül 2016, 09:39

    Instagramdan da takip ettim. Resimler cok güzel .

    • 9 Eylül 2016, 22:24

      Ayvalık sokakları güzel, Derya. Merkezin, çarşıların civarındaki sokaklarda sanatsal faaliyetler yapılıyor, hoş mekanlar falan; keyifli geldi oralarda dolaşmak bana. Kışın gezsen belki göreceğin taşlı, dar sokaklar olur sadece. Ama yazın cidden renkli ve hoş. Ziyaretin için teşekkür ederim.

Giriş Yap

Bin Kelam ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin